Bela ve Musibetlere Sabır Göstermenin Fazileti

HAYATIMIZ

Bela ve musibetlere karşı ne yapmalıyız? Bela ve musibetlere karşı sabır göstermenin fazileti...

İslâm, sabırla karşılanan ıztırapların ya günahlara kefâret veya mânevî derecelerin artmasına sebep olduğu yolundaki telkîni ile de paha biçilmez bir tesellî kaynağıdır.

BELA VE MUSİBETLERE KARŞI SABIR

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurur:

“Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar müslümanın başına gelen her şeyi Allah, onun hatâlarını bağışlamaya vesîle kılar.” (Buhârî, Merdâ, 1, 3; Müslim, Birr, 49)

“Erkek olsun, kadın olsun mü’min, Allâh’a günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinden, çoluk-çocuğundan ve malından belâ eksik olmaz.” (Tirmizî, Zühd, 57)

“Mü’mine bir hastalık gelir, sonra da Allah ona şifa verirse, bu hastalık onun geçmiş günahlarına kefâret, geri kalan hayatı için de bir öğüt olur. Şâyet münâfık hastalanır, sonra da âfiyet verilirse o, sahibi tarafından bağlanıp sonra da salıverilen fakat niçin bağlandığını ve niçin salıverildiğini bilmeyen bir deve gibidir.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 1/3089)

Bu sebeple Allah dostları, belâ ve musîbetleri sabırla karşılamaya, yani “zehirle pişmiş aş”ı lezzetle yemeye gayret göstermişlerdir. Bu lezzeti tadan Şâir Fuzûlî de:

“Yâ Rab, belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni,

Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni!”

demiştir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları