Beni Rabbim Terbiye Etti

PEYGAMBERİMİZ

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, hiçbir beşerden ders almadı. “Beni Rabbim Terbiye Etti, terbiyemi de pek güzel kıldı.” (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 12) buyurdu.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, hiçbir beşerden ders almadı. “Beni Rabbim Terbiye Etti, terbiyemi de pek güzel kıldı.” (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 12) buyurmak sûretiyle, yegâne mualliminin Cenâb-ı Hak olduğunu ifâde etti.

Bu sebeple de, bugünkü psikoloji, pedagoji, sosyal-antropoloji vs... insana hitap eden, insan rûhunu tahlil eden ne kadar ilim varsa, onların hepsinde en zirveyi teşkil etti.

Hangi Pedagog Verebilir?

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sâdık âşıkları olan sahâbe-i kirâm, her fırsatta Efendimiz’le beraber olmaya çalışırlardı. Hattâ bâzıları, kendilerini sırf Allah Rasûlü’nü bir gölge gibi tâkibe adamışlardı. Efendimiz’in gönüllerde bıraktığı muhabbet izi öyle tesirliydi ki, sahâbî, Efendimiz’in yaptığı hareketin hikmetini bilmese bile, o hareketi O’nunla aynîleşmek için yapıyordu.

Sahâbedeki gönül terbiyesi, nasıl bir eğitim sisteminin eseridir? Bu terbiyeyi, bugün hangi pedagog, hangi psikolog verebilir? Acaba dünyadaki bütün psikologlar, sosyologlar, pedagoglar, sosyal-antropologlar, toplum mühendisleri, filozoflar ve emsalleri bir araya gelseler, asr-ı saâdet toplumunun kâ‘bına varabilecek kıvamda yüce hasletlerle donanmış küçük bir toplum meydana getirebilirler mi?!.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim, Erkam Yayınları