Beşir Bin Sa'd (r.a.) Kimdir?

 Beşir Bin Sa'd radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin kumandan sahabîlerinden... Halife seçiminde Hz. Ebû Bekir (r.a)'e ilk biat eden yiğit... Hadiseleri iyi değerlendiren, firasetle hareket eden zekî, uyanık bir kahraman...

Beşir Bin Sa'd, Medine'li müslümanlardandır. Hazrec kabilesinin Beni Hâris koluna mensuptur. Künyesi Ebû Numan'dır. Kızkardeşi Abdullah Bin Revâha (r.a) ile evlidir. İkinci Akabe'ye iştirak ederek İslâm'la şereflenmiştir. Ashâb-ı Bedir'dendir.

O, Bedir Uhud ve Hendek başta olmak üzere Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizle birlikte bütün savaşlara katıldı. Küçük çaptaki birliklere de kumandan olarak vazifelendirildi. Sevgili Peygamberimiz onu, hicretin yedinci yılı şaban ayında otuz kişilik bir birliğin başına komutan tayin etti. Medine'ye iki günlük mesâfede bulunan Fedek yakınlarında oturan Mürreoğulları'nın üzerine gönderdi. Bu kabile o sırada kışlık vadilerine çekilmişti. Onların koyun ve deve sürülerini ele geçiren bu askeri birlik, hayvanları sürüp Medine'ye götürmeye karar verdi. Mürreoğulları durumdan haberdar oldu ve hayvanlarını kurtarmak için savaş kararı aldı. Müslümanlarla çetin bir çarpışmaya girdiler. Bu küçük İslâm birliğinden çoğu şehit düştü. Sağ kalanlar geri çekilmeye başladı. Beşir (r.a) da ağır şekilde yaralandı. Bayıldığı için öldü sanıldı. Savaş bitip taraflar dağılınca Beşir (r.a) kendine geldi. Gece olmuştu. Bulunduğu yere yakın bir köy vardı. Oraya kadar zorlanarak gitti ve bir aileye sığındı. Yaraları iyileşinceye kadar orada kaldı. Sonra Medine'ye döndü.

Beşir (r.a) aynı yıl Şevval ayında tekrar sefere gönderildi. Uyeyne Bin Hısn ile iş birliği yapan Gatafanoğullarının Medine'ye saldıracağı haberi Efendimize gelmişti. Bunun üzerine Efendimiz 300 kişilik bir kuvvet hazırladı. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer (r.anhüm)'ün tavsiyeleri üzerine yine Beşir Bin Sa'd (r.a)'ı bu birliğe komutan tayin etti. Sancağı ona verdi. Sancağı alan Beşir (r.a) üçyüz kişiyle beraber Cinâb ve Yümn tarafına doğru yola çıktı. Müslümanların geldiğini haber alan Gatafanlılar korkularından savaşmayı göze alamayıp kaçtılar. Bir rivayete göre de savaşa tutuştuktan sora bozguna uğradılar. Müslümanlar bir çok ganimet elde ederek geri döndüler.

O, Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimiz'in emrini her şeyden önde tutardı. Canı pahasına da olsa onun emrini yerine getirmeye çalışırdı. Bu teslimiyetle büyük bir şevk ve heyecan içerisinde durup dinlenmeden seferden sefere koştu. Hudeybiye antlaşması yapıldıktan sonraki sene İki Cihan Güneşi Efendimiz umre yapmak için yola çıktı. Umretü'l-Kaza diye meşhur olan bu seferinde sevgili Peygamberimiz muhtemel bir savaşı dikkate alarak yanında silah götürdü. Bu silahların muhafazası görevini de Beşir Bin Sa'd (r.a)'a verdi.

İLK BİAT

Beşir (r.a) halife seçiminde de firasetle hareket etti. Ensar'dan birinin halife olmasını ısrarla isteyen Medineli hemşehrilerine rağmen o, Hz. Ebû Bekir (r.a)'ın halife seçilmesini savundu. Fahr-i Kâinat (s.a) Efendimiz dâr-ı bekâya irtihal edince ashâb-ı kiram Benî Saide gölgeliğinde toplandı. Halife seçimi konusunda karşılıklı fikirler ortaya kondu. Hz. Ebû Bekir (r.a) halifelik için Hz. Ömer ve Ebû Ubeyde (r.a)'dan birinin seçilmesini tavsiye etti. Fakat her iki sahabe-i kiram da bundan kaçındı. Bu işe en lâyıkımız Hz. Ebû Bekir dediler. Hatta Hz.Ömer: (r.a) ayağa kalktı ve: "Yâ Ebâ Bekir! Rasûlullah (s.a) seni dinin en mühim emirlerinden birisi olan namazda kendisine halife yaptı. Seni bize imam seçti. Uzat elini sana biat ediyorum." dedi. Ebû Ubeyde (r.a) ile birlikte biat edecekleri sırada, Beşir İbni Sa'd (r.a) daha süratli hareket etti ve onlardan evvel Ebû Bekir (r.a)'in elini tuttu ve ilk biat edenlerden oldu.

Beşir İbni Sa'd (r.a) Câhiliye döneminde okuma yazma bilen nâdir kişilerden biriydi. Sevgili Peygamberimiz'e çeşitli konularda sorular sorar, cevaplar alırdı. Bir defasında Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimize; "Yâ Rasûlallah! Allah Teâlâ bize, sana salavat getirmemizi emretti. Acaba sana nasıl salavat getireceğiz?" diye sordu. Resûl-i Ekrem (s.a) Efendimiz de: "Allahümme salli ve bârik" duâlarını okursunuz buyurdu.

Bir başka sefer oğlu Nu'mân'ı alarak Rasûlullah (s.a) Eendimizin huzuruna geldi. Ona bir köle bağışladığını arzetti. Efendimizin tasdikini almak istedi. Bunun üzerine İki Cihan Güneşi Efendimiz: "Diğer çocuklarına da aynı şekilde bağışlar yapıp onlar arasında eşit davranmadıkça bu nevî hibeler uygun olmaz." buyurdu.

Beşir İbni Sa'd (r.a) bütün hayatı boyunca seferden sefere koştu. Sevgili Peygamberimizle birlikte bütün savaşlara katıldı. Veda Haccında bulundu. Hz. Ebû Bekir (r.a) devrinde de çeşitli savaşlara iştirak etti. 633 m. tarihinde Irak seferine katıldı. Hîre'nin fethinde bulundu. Son olarak Halid İbni Velid (r.a)'ın komutasında Aynü't-Temr seferine katıldı ve bu savaşta şehadet şerbetini içti. Cenab-ı Hak'tan şefaatlerini niyaz ederiz. Amin.

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, 1999 - Şubat, Sayı: 156, Sayfa: 026

SALAVAT NASIL GETİRİLİR?

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.