Besmele: Berekete Açılan Kapı

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Besmele: Berekete Açılan Kapı” başlığıyla yayınlandı.

“Besmele: Berekete Açılan Kapı” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, Peygamber (s.a.s) Efendimiz’in bizlere, her sözümüze ve her işimize besmele ile başlamamızı öğütlediği bildirildi.

Hutbede, besmelenin, dünya ve ahirette rahmet ve huzura açılan kapının anahtarı olduğu ifade edildi.

Ayrıca besmele ile başlayan her işin, bereketli ve besmeleyle çıkılan her yolun istikamet üzere olacağı vurgulandı.

İşte 06.01.2023 tarihli cuma hutbesi.

BESMELE: BEREKETE AÇILAN KAPI

Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ

Allah âdın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ide Allah anâ

Her nefesde Allah âdın di müdâm
Allah âdıyle olur her iş tamâm

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e duyulan sevgi ve bağlılığın, muhabbet ve sadakatin özlü bir ifadesi olan Mevlid-i Şerife, bu mısralarla başlanmıştır. Âlemlere rahmet Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Yüce Allah’ı anarak başlamayan her meşru söz veya iş, bereketsiz ve sonuçsuzdur.”[1] buyurarak, her sözümüze ve her işimize Besmele ile başlamamızı öğütlemiştir.

Öyleyse geliniz, Besmele ile başlayalım söze. Bismillâhirrahmânirrahîm diyelim aşk ile vecd ile. Besmele ile sığınalım Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın engin rahmetine, sonsuz mağfiretine. Zira Besmeledir hayatımıza anlam katan; Besmeledir bizlere kulluğumuzu hatırlatan. Besmeledir sözümüzü güzelleştiren; Besmeledir işimizi bereketlendiren.

Aziz Müminler!

Besmele ile başladı tüm peygamberlerin daveti. Hz. Nuh (a.s), “Haydi binin gemiye! Yüzerken de dururken de Bismillâh deyin. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”[2] diyerek müminleri kurtuluş gemisine çağırdı.                                  Hz. Süleyman (a.s), insanları Besmeleyle tevhide davet etti.[3] Allah Resûlü (s.a.s) اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ  “Yaratan Rabbinin adıyla oku”[4] emriyle ilk vahye Allah’ın adıyla muhatap oldu.

Kıymetli Müslümanlar!

Besmele dilde terennüm edilen, duvarlara süslü levhalarla asılan bir sözden ibaret değildir. Besmele, alınan her nefeste Allah rızası için yaşama niyetidir. Sözde ve özde dürüst olma, hayırda ve iyilikte yarışma, her türlü haram ve kötülükten sakınma kararlılığıdır. “Yâ Rab! Ben her işimi senin yardımın ve izninle yapmak, her işime yalnız senin isminle başlamak istiyorum” demektir.

Değerli Kardeşlerim!

Mümin, varlık âleminin ortak zikri olan Besmeleyi hayatının her anında şiar edinir. O, Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adını anarak huzur bulur. O’nun adıyla yaşayarak hayatını anlamlı kılar, dertlerine deva arar. O’nun adıyla sıkıntılarını hafifletir. Mümin bilir ki, Besmeleyle başlanan her söz, hayırlı olur. Besmele ile başlayan her iş, bereketli olur. Besmeleyle çıkılan her yol, istikamet üzere olur.

Aziz Müslümanlar!

Besmele, dünya ve ahirette rahmet ve huzura açılan kapının anahtarıdır. O halde, besmele ile açılsın tüm sevgi ve merhamet kapıları. Son bulsun kin ve düşmanlık duyguları. Besmele ile güven kazansın sözlerimiz. Besmele ile bereketlensin işlerimiz. Besmele ile anlam bulsun bütün hayatımız.

Değerli Müminler!

Son zamanların en kurak günlerini yaşıyoruz. Kar ve yağmur olarak tecelli edecek ilahi rahmete muhtacız. Geliniz, hep birlikte Rahmân ve Rahîm olan Rabbimize yakaralım. Ey merhameti bol Allah’ım! Acziyetimizi sana arz ediyoruz. Bizlerden rahmetini esirgeme. Allah’ım! Semadan rahmet damlalarını indiren Sensin. Üzerimize bereketli kar ve yağmur indir. Topraklarımızı ve bizi suya hasret bırakma. Âmin!

Dipnotlar:

[1] İbn Hanbel, II, 360. [2] Hûd, 11/41. [3] Neml, 27/30. [4] Alak, 96/1.

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

BESMELE NEDEN ÇEKİLİR?

Besmele Neden Çekilir?

BESMELENİN BİLİNMEYEN SIR, HİKMET VE FAZİLETLERİ

Besmelenin Bilinmeyen Sır, Hikmet ve Faziletleri

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN BEREKET DUASI

Peygamber Efendimiz’in Bereket Duası

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.