Beyin Tümörünü Nokta Atışıyla Tespit Eden Karma Sanal Gerçeklik Türkiye'de İlk Kez Uygulandı

25 yaşındaki hastaya yapılan beyin tümörü ameliyatında, beynin çıplak gözle görülemeyecek deri, kemik ve beyin zarı altındaki bölgeleri, dünyada sayılı merkezde uygulanabilen karma sanal gerçeklik teknolojisi kullanılarak görünür hale getirildi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümü tarafından Türkiye'de ilk defa karma artırılmış gerçeklik teknolojisiyle beyin tümörü ameliyatı, 25 yaşındaki hastaya başarıyla uygulandı. Bu sayede, beynin çıplak gözle görülemeyen deri, kemik ve beyin zarı altındaki bölgeleri, ameliyat sırasında görünür hale getirildi.

Dünyada ilk kez 4 yıl önce robotik kafa tabanı cerrahisinin de gerçekleştirildiği Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ameliyathanesinde, Türkiye'de bir ilke daha imza atıldı.

Dünya genelinde sayılı merkezde uygulanmaya başlanan karma artırılmış gerçeklikle görüntüleme yapılarak gerçekleştirilen beyin cerrahi ameliyatı, özel dizayn edilmiş İbn-i Sina Hastanesi ameliyathanesinde, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Çağlar başkanlığında, Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri Doç. Dr. İhsan Doğan, Doç. Dr. Onur Özgüral, Operatör Doktor Murat Zaimoğlu ve Dr. Emre Bahir Mete'nin aralarında bulunduğu ekip tarafından yapıldı.

Kullandıkları yeni teknoloji hakkında bilgi veren Doç. Dr. İhsan Doğan, kullandıkları teknolojinin daha etkin ve başarılı ameliyatların yapılmasına imkan sağladığını söyledi.

Hastalıklı doku ile çevresindeki dokuların üç boyutlu görüntüsünün, "VR gözlükleri" sayesinde üst üste bindirildiği teknolojinin, dünyada sayılı merkezde uygulandığını, Türkiye'de ise ilk kez hastanelerinde kullanıldığını söyleyen Doğan, "Yüksek teknoloji sayesinde, minimal doku alanı üzerinden çok daha büyük tümörleri çok kısa sürede, çok başarılı şekilde çıkartabiliyoruz." dedi.

Doğan, uygulamanın hastalar açısından da birçok faydasının bulunduğuna işaret ederek, "Bir kere hastanın, hastanede kalış süresini ciddi anlamda azaltıyor. Dolayısıyla buna bağlı gelişebilecek hastane enfeksiyonlarını ve buna bağlı komplikasyonları ciddi azaltıyor. Ameliyatın risklerini azaltıyor. Deri, kemik ve beyin zarı altında görünmeyen yapıları, bu artırılmış gerçeklik teknolojisiyle görüntüleyebiliyorsunuz. Dolayısıyla çok daha küçük bir doku kaldırarak, kemiğin altındaki beyin dokusunu gerçekten görür gibi çok etkin şekilde tümörün neredeyse tamamını etkin olarak çıkartıyoruz." diye konuştu.

Artırılmış gerçeklik teknolojisiyle yaptıkları beyin ameliyatına hazırlanma sürecini anlatan Doğan, şu bilgileri paylaştı:

"Hastayı ameliyat etmeden bir gün önce, 12 saat öncesinde hastanın MR görüntülerini alıyoruz ve sisteme yüklüyoruz. Sahip olduğumuz işletim sistemi, bu görüntüleri 3 boyutlu olarak yeniden yorumluyor ve hem mikroskobumuza hem de hesaplama bilgisayarınıza aktarıyor. Eş zamanlı olarak nöronavigasyon sistemiyle ameliyat yaparken hem hastanın kendi beyin dokusunu görebiliyor hem de radyolojik görüntüleri eş zamanlı değerlendirebiliyoruz."

Doç. Dr. İhsan Doğan, yeterli hasta sayısına ulaştıklarında bu teknolojiyle yaptıkları ameliyatlara ilişkin bilimsel verileri yayınlayacaklarını dile getirdi.

Tümörlerin yeri sıfır hatayla tespit ediliyor

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Özgüral da beynin içerisini görüntülemeye yarayan kamera sistemi olan nöroendoskopi ile beyin tümörleri, kistleri veya hidrosefali denilen beyinde su toplamasıyla ilgili hastalıkları tedavi ettiklerini, bu teknikte son derece tecrübeli olduklarını söyledi.

Son yıllarda nöronavigasyon sistemini nöroendoskopiye entegre etmeye başladıklarını bildiren Özgüral, şimdi ise karma sanal gerçeklik görüntüleme tekniği ile aynı röntgen görüntülerinde olduğu gibi, beyin tümörlerinin henüz beyin ameliyatı başlamadan, özel tasarıma sahip gözlük ve mikroskop aracılığıyla hasta üzerinde izlenebildiğini anlattı.

Böylece "nokta atışı" ile tümörün tespit edilebildiğine işaret eden Özgüral, "Bu teknoloji ile, çok daha küçük alanlardan, daha kısa sürede ve daha az riskli ameliyatlar başarıyla gerçekleştirilebiliyor. Beyin tümörlerinin yeri neredeyse sıfır hatayla tespit edilebilmekte, gereksiz cilt ve kemik kesilerinin önüne geçilmektedir. Ameliyat sonrası hastalarımızın en fazla endişe ettiği, felç kalma riskini de azaltmaktadır. Kısaca ameliyatın başarısını, cerrahın konforunu ve dolayısıyla hastanın konforunu artıran bir sistem." dedi.

"Özel gözlükler sayesinde tüm görüntüleri birbirinin üstüne bindirebiliyorsunuz"

Prof. Dr. Şükrü Çağlar da teknolojinin gelişmesiyle artırılmış gerçekliğin kullanımının yaygınlaştığına, kişi ve kurumların karma sanal gerçeklik görüntüleme teknolojisine adım atmaya başladığına işaret etti.

Sanal gerçeklik evreninin sağlıkçıların eğitiminde önemli yer edindiğini belirten Çağlar, "Karma sanal gerçeklik, gerçek ameliyatların benzerinin yapılmasına, ameliyat yapar gibi bir ortamın oluşmasına olanak sağladığı için pek çok eğitim laboratuvarında kullanılıyor." ifadesini kullandı.

Çağlar, karma sanal gerçeklik görüntüleme tekniğin yardımıyla Türkiye'nin ilk beyin ameliyatının 25 yaşındaki hastaya başarıyla uygulandığını bildirdi.

Ameliyat sırasında hastanın MR görüntülerinden oluşturulan üç boyutlu görüntülerin karma sanal gerçeklik teknolojisi ile birlikte kullanıldığını belirten Çağlar, "Beyindeki hastalıklı doku ve damarların üç boyutlu görüntüsü, özel VR gözlükleri sayesinde gerçek hastanın görüntüsü ile üst üste bindirildi. Böylece cerrah olarak sanki beynin içinde dolaşarak hastalıklı dokuyu görebilme şansı yakalandı. Bu, ekip olarak ameliyat öncesinde daha iyi hazırlanmanız ve ameliyat planını paylaşmanız, tartışmanız için çok iyi olanak sağlıyor. Yani ameliyatın planlamasında bu artırılmış karma gerçeklik önemli kolaylık getirdi." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.