Bir Baba İle Oğlun Namaz Muhasebesi
Küçük yaşta Kur’ân’ı hatmetmeye başlayan Bâyezîd-i Bistâmî Hazretlerinin gece namazlarına nasıl başladığı anlatan hikâyeyi istifadenize sunuyoruz.
Hak dostlarından Bâyezîd-i Bistâmî (ks) küçük yaşta Kur’ân-ı Kerîm okumaya başlamıştı. “Ey örtünüp bürünen! Birazı hâriç, geceleri kalk, namaz kıl!” âyet-i kerîmesine gelince babasına:
“‒Babacığım, Cenâb-ı Hak burada kime hitâb ediyor?” diye sordu. Babası da:
“‒Yavrucuğum, Cenâb-ı Hak burada Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i kastediyor. Rabbimiz daha sonra Tâhâ Sûresi’nde bu hükmü hafifletti.” dedi. Bâyezîd okumaya devam edince;
“(Rasûlüm!) Senʼin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ayakta ibadetle geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor…” âyet-i kerîmesine geldi:
“‒Babacığım, ben gece ibadete kalkan bir grup insandan bahsedildiğini işitiyorum!” dedi. Babası:
“‒Evet yavrum, onlar Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in ashâbıdır.” dedi. Bunun üzerine Bâyezîd (ks):
“‒Babacığım, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve ashâbının yaptığı bir şeyi terk etmekte ne hayır olabilir ki?!” dedi.
O günden sonra babası gecelerini ibadetle geçirmeye başladı. Bir gece Bâyezîd (ks) uyandı ve:
“‒Babacığım, bana da namazı tâlim et ki seninle birlikte namaz kılayım!” dedi. Babası ise:
“‒Uyu, sen daha küçüksün!” dedi. Bâyezîd (ks) şu karşılığı verdi:
“‒Babacığım, kıyâmet günü insanlar amellerini görmek için mezarlarından kalkıp bölük bölük huzûr-i ilâhîye vardıkları zaman, Rabbim bana;
«‒Dünya hayatında ne amel işledin ey kulum?» diye sorduğunda ben de:
«‒Ey Rabbim! Babama; “Bana namazı öğret, seninle birlikte namaz kılayım!” dedim, o ise bana; “Uyu, sen daha küçüksün!” dedi.» diyeceğim. Bunun üzerine babası:
“‒Hayır, vallâhi böyle söylemeni istemem!” dedi ve oğluna namazı tâlim etti. Bundan sonra Bâyezîd Hazretleri de çocuk yaşında geceleri hep kalkar ve teheccüd namazı kılardı.
Yine Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri şöyle buyurmuştur:
“Geceler gündüz hâline gelmeden bana hiçbir sır fetholunmadı.”
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmâm-ı Rabbânî, Erkam Yayınları