Bir Hıristiyanın Gözünden İslâm Adâleti
Allah Teala Hazretleri bir ayet-i kerimede; “Muhakkak (O) adaleti, iyiliği, yakınlara yardım yapmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar.” (Nahl, 16/90) buyuruyor.
Rum beldesinden bir Hristiyan, atını satmak için İslam diyârına girdi. Öşür memuru bu kişiden öşür aldı. Ama adam malını satamadı. Kendi ülkesine girmek üzere geri döndüğünde, sınırdaki öşür memuru tekrar öşür istedi. Adam:
“‒Ben sana her uğradığımda öşür verirsem, elimde bir şey kalmaz!” dedi. Atı onun yanında bırakıp Medine’ye geldi. Halîfe Ömer (r.a), Mescid’de arkadaşlarıyla birlikte bir kitaba bakıyordu. Adam Mescid’in kapısında durdu.
“‒Ben Hristiyan bir ihtiyarım” dedi.
Ömer (r a):
“‒Ben de Müslüman bir ihtiyarım, neyin var, anlat!” dedi.
Adam başından geçeni anlattı. Ömer (r.a), önceki meşgûliyetine devam etti.
Adam, Halife’nin kendisiyle alâkadar olmadığını, sözlerine ehemmiyet vermediğini zannetti. Çaresiz ikinci kez öşür vermek niyetiyle sınıra geri döndü. Ama öşür memurunun yanına vardığında, Hz. Ömer’in mektubunun kendisinden önce geldiğini gördü. Mektupta öşür memuruna hitaben, “Bir defa öşür (vergi) almışsan tekrar alma!” diyordu. Hristiyan:
“‒Adaleti böyle olan bir din hak olmaya layıktır” dedi ve Müslüman oldu. (Serahsî, Mebsût, Dâru’l-Mârife, 1414, II, 201)