Bir İş Yerinde Kadın İşçi Çalıştırmak İçin Uyulması Gereken Kurallar Var mıdır?
Günümüzde birtakım büro, işyeri, market, fabrika benzeri yerlerde kadın işçi, tezgahtar, müstahdem vb. bayanlar çalıştırılmaktadır. Bu konuda İslâm’ın getirdiği ölçü ve değerler nedir?
İslâm çalışma, işçi veya işveren olma konusunda erkekle kadın arasında bir ayırım yapmamıştır. Erkek gibi kadın da ihtiyaç veya zarûret durumlarında kendi yetenek ve mesleği yönünde çalışabilir. İşveren olarak da toplumda yerini alabilir. İslâm’a göre evlilikte mal ayrılığı rejimi esas olarak alındığı için kadının gerek miras ve gerekse çalışma sonucunda ayrı bir malvarlığı oluşabilir. Babasının fabrika ve şirketleri bulunan mü’min bir hanımın evlilikten sonra miras yoluyla gelen bu işyerlerini çalıştırması mümkündür. Bu durumda kadın işveren, bayan işçiler gibi erkek işçi de çalıştırabilir. Tesettür ve erkek-kadın ilişkilerinde İslâm’ın belirlediği prensiplere uyulduğu sürece bir şey gerekmez.
İşverenin erkek olması durumunda bütün işçiler erkek olabileceği gibi kadın da olabilir. İşyerinde erkek ve kadınlar karışık olursa, kilitli kapılar arkasında yalnız başbaşa kalabilecekleri bir ortamın oluşmaması gerekir. Herkesin giriş çıkışına açık olan yerler umuma açık sayılır. Mü’min erkek veya kadın işçilerin ve bunların bağlı olduğu sendikanın gerek örtünme ve gerekse ırz güvenliği bakımından gerekli önlemlerin alınmasını isteme hakları doğar. Bu, din ve vicdan özgürlüğünün bir gereğidir.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları