Bir Milleti Yükselten ve Alçaltan Sebep
Kavimleri ve milletleri yükselten, izzet ve şeref veren aynı zamanda alçaltan,zillete dûçar eden şey nedir? İşte milletleri yükselten ve alçaltan sebep...
Kavimleri yükselten ve alçaltan, Kur’ân’a yaklaşmalarındaki müsbet ve menfî hâldir.
Dün nasıl Kur’ân’a hizmet ile yükseldi isek, bugün de yegâne çare odur.
Hidâyetlere vesile olma aşkı sönmeye başlayınca, nizâm-ı âlem mefkûresi zayıfladı ve Lâle Devri’nde olduğu gibi, Sâdâbadlarda zevk u safâ hastalığı zuhur etti.
Bunun üzerine;
Ruh ve mâneviyat plânından, ten plânına geçildiği için, ilâhî rahmet ve yardımlar da zayıflamaya başladı. Zaferlerin yerini hezîmetler ve geri çekilmeler aldı. Çekildiğimiz yerlerde ve gücümüzün yetmediği coğrafyalarda milyonlarca müslüman; sömürgecilerin, zâlimlerin elinde mazlum vaziyete düştü.
O hazin kayıplardan birinde, Sultan Birinci Abdülhamid Han, Özi Kalesi elden çıkınca büyük bir teessür ile;
“Asker evlâtlarım ve mâsum ahâlim parçalandı!” diyerek onların ızdırâbını sînesinde hissetmiş ve bu acıya fazla dayanamayarak kısa süre sonra vefât etmiştir.
Bu da Osmanlı’nın son asırlarındaki çilesi oldu. Eskiden gayr-i müslimlere dahî adâlet ve merhamet tevzî ederken, şimdi kendi mazlumlarımıza imdâd edemez hâle düşmüştük.
Bugün de İslâm âlemi, mâtem ülkeleri manzarası arz ediyor. İnşâallah; yeniden tebliğ, hidâyet ve nizâm-ı âlem aşkıyla vazifelerimize sarılmalıyız.
Kavimleri yükselten ve alçaltan, Kur’ân’a yaklaşmalarındaki müsbet ve menfî hâldir.
Dün nasıl Kur’ân’a hizmet ile yükseldi isek, bugün de yegâne çare odur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hidayetlere Vesile Olmak, Yüzakı Yayıncılık
YORUMLAR