Bisikletle Hacca Gidiyorlar

Makedonyalı iki arkadaş olan avukat Senad İdrisi ve imam Amir Aslani, bisikletle çıktıkları ve 3 kıta, 6 ülkede sürecek olan yolculuklarının sonunda hac vazifesini gerçekleştirmek üzere Mekke'de olmayı hedefliyor.

Makedonyalı 2 arkadaş avukat Senad İdrisi ve imam Amir Aslani, Makedonya'dan bisikletle hac vazifesini yapmak için Mekke'ye ulaşmak istiyor.

Makedonya'dan yola çıkan İdrisi ve Aslani, Arnavutluk ve Yunanistan'ın ardından İstanbul'a geldi. Bisikletlerindeki teçhizatla pedal çeviren 2 arkadaş, yolculuklarını kamera ile kayıt altına alarak, gelecek nesillere güzel bir hatıra olarak bırakmayı hedefliyor.

YÜRÜYEREK HACCA GİDENLERDEN İLHAM ALDILAR

Senad İdrisi, kendisinin avukat olduğunu, profesyonel olarak da dağcılıkla ilgilendiğini, arkadaşı Amir Aslani'nin imam olduğunu ve Makedonya'dan yola çıkarak, pedal çevirip Mekke'ye ulaşmak istediklerini söyledi.

İdrisi, yolculuğa Makedonya Kalkandelen'den başladıklarını dile getirerek, "Arnavutluk'a geçtik, ardından Yunanistan üzerinden İstanbul'a geldik. Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in, onun ashabının ve modern çağlar öncesinde tüm Müslümanların yürüyerek hacca gitmesi gibi biz de bisikletle giderek hac vazifemizi yapmak istiyoruz. Motivasyonumuzu Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in yürüyerek hac yapmasından alıyoruz." diye konuştu.

AİLELERİ KENDİLERİNE DESTEK VERİYOR

Bisikletle hacca gitmek projesine 2 senedir hazırlandıklarını dile getiren Senad İdrisi, zorluklarının farkında oldukları yolculuğun 40-45 gün daha süreceğini tahmin ettiğini söyledi.

Yolculuklarını sosyal medya üzerinden de paylaştıklarını ve Makedonya halkı başta olmak üzere birçok insanın kendilerini takip ettiğini aktaran İdrisi, ailelerinin de kendilerine destek verdiğini belirtti.

İdrisi, daha önce bir kişinin Bosna'dan yürüyerek hac vazifesini yerine getirdiğini, ancak bisikletle ilk kez kendilerinin bu yola çıktığını ve birçok insana örnek olmak istediklerini de kaydetti.

İdrisi ve Aslani, 3 kıta ve 6 ülkede sürecek olan yolculuklarının sonunda Mekke'ye ulaşıp, orada Müslümanlar için de dua etmek istediklerini dile getirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.