Bitkisel Çayları Tüketmenin Sırrı

Prof. Dr. Münevver Sökmen, "Bitki çayı hazırlanırken kaliteli porselen demlik ya da fincan tercih edilmeli" dedi.

Özellikle soğuk kış aylarında hastalıklardan korunmak ve ek takviye sağlamak için sıkça tüketilen bitkisel çayların kullanımına dikkat edilmesi gerektiği bildirildi.

Prof. Dr. Münevver Sökmen, bitkilerin çay olarak tüketilmesi sırasında yan etkilerinin ortaya çıkabileceğini söyledi. Bitki çaylarının karışımlarına ve tüketimine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Sökmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her bitkinin içerdiği aktif madde farklıdır. Bir bitkinin sağladığı yararı diğer bitki bazen destekleyebiliyor bazen de ters etki yaratabiliyor. O nedenle bilinçsizce her şeyi karıştırarak tüketmek yanlıştır. Biz buna sinerjik etki diyoruz. Örneğin ıhlamur gibi karaciğere etkili olan bir kimyasal içerenin yanında onun etkisini azaltıcı başka bir bitkiyi yanlışlıkla kullandığımızda boş yere tüketmiş oluruz. Hatta bazı durumlarda da sinerjik etki yerine ters etkiler yani birinin aktivitesini tamamen etkileyip daha zararlı türler üretebilir."

BİTKİ ÇAYI NEYLE HAZIRLANMALI?

Bitki çaylarının hazırlanma yönteminin de önemli olduğuna işaret eden Sökmen, şunları kaydetti:

"Bitki çayları hazırlanırken kaliteli porselen demlik ya da fincan tercih edilmelidir. Özellikle uçucu bileşenlere sahip bitki çaylarının hazırlanmasında kapaklı fincan kullanılmasını öneriyoruz. Porselen demliğe önce çayı yapılacak bitki konmalı ve üzerine gerekli miktarda su eklenmeli. Genellikle bir tatlı kaşağı kuru veya bir avuç taze bitki için 250 mililitre su kullanmak gerekir. Keyfi içilecek çay, kaynatılmış suya batırmak suretiyle bekletilip içilebilir. Şifa amacıyla kullanılacak çayın ise bitkilerin şifalı kimyasallarını ayırıp suya karışması için daha uzun süre yani yaklaşık 15 dakika bekletilmesi gerekir."

AÇ KARNINA TÜKETİLMEMELİ

Bitki çaylarının sabah aç karnına tüketilmemesi gerektiğini anlatan Sökmen, "Sabah, öğlen ve akşam bir fincan tüketilmelidir. Çok abartılı şekilde tüketmek bazı çayların ters etki yaratmasına sebep oluyor. Geri dönüşü olmayan hasarlar oluşturabiliyor. Her şeyin fazlası zarardır" dedi.

Sökmen, bu mevsimde üç parça zencefil, beş tatlı kaşığı bal, limon suyu, bir tatlı kaşığı kuru kekik, bir avuç dolusu taze biberiyenin yarım litre suyla kaynatılmasıyla hazırlanacak çayın tüketilmesini önerdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.