"Biz Ayıp ve Kusur Araştırmaktan Men Edildik" Hadisi
"Biz ayıp ve kusur araştırmaktan men edildik. Kendiliğinden bir kusur veya ayıp ortaya çıkarsa biz onun gereğini yaparız" hadisini nasıl anlamalıyız?
İbni Mesut radıyallahu anh, bir gün kendisine bir adam getirilerek, "Bu, sakalından şarap damlayan falanca kişidir" denildiğini bunun üzerine kendisinin de şu cevabı verdiğini bildirmektedir:
"Biz ayıp ve kusur araştırmaktan men edildik. Kendiliğinden bir kusur veya ayıp ortaya çıkarsa biz onun gereğini yaparız." (Ebû Dâvûd, Edeb 37)
Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
Nevevî'nin, Buhârî ve Müslim'in şartlarına uygun bir senedle rivayet edildiğini söylediği ve ilk islâm toplumundaki durumu yansıtan bu haber, yukarıdaki hadislerde yer alan tavsiyelerin, ilk müslümanlar arasında nasıl uygulandığını göstermesi bakımından çok önemlidir.
Büyük sahâbî Abdullah İbni Mesut, yanına getirilen ve "sakalından şarap damlayan adam" diye tanıtılan kişiyi kontrol etme gereği hissetmemiş, adamın sakalını yoklamamıştır. Bunu gereksiz bir tecessüs olarak değerlendirmiş, Müslümanların Kitap ve Sünnet'le tecessüsten nehyedildiklerini hatırlatmıştır.
Tecessüsten kaçınmanın, suça ve suçluya müsamaha anlamına gelmediği açıktır. Nitekim Abdullah İbni Mesut kendiğilinden ortaya çıkmış bir kusur, ayıp veya günah olursa onun gereğini yerine getirmekten geri durmayacaklarını bildirmiştir. Daha ileri giderek, "Bu daha başka şeyler de yapmış olabilir" diye kusur ve ayıp aramanın doğru olmadığına işaret etmiştir.
Sahâbe neslinin bu tutumu, onların İslâm'ın koyduğu ölçü ve sınırlara bağlılıklarının ve birbirlerine duydukları güvenin göstergesidir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. cyapmak yasaklanmıştır.
2. Açığa çıkmış hata ve günahların cezasını vermek yeterlidir.
3. Açıktaki hatalara ses çıkarmayıp da gizli kusur aramayı marifet sayanlar, toplumun bozulmasını hızlandırmaktan başka bir şey yapmazlar.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları