BM: Refah'tan Saat Başı Yaklaşık 200 Ailenin Hareket Ettiğini Görüyoruz

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin (OCHA) İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki İnsani İşler Koordinatörü Andrea de Domenico, İsrail'in "tahliye emrinin" ardından Refah'tan her saat başı yaklaşık 200 ailenin hareket ettiğini bildirdi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin (OCHA) İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki İnsani İşler Koordinatörü Andrea de Domenico, İsrail'in "tahliye emrinin" ardından Refah'tan her saat başı yaklaşık 200 ailenin hareket ettiğini bildirdi.

De Domenico, günlük basın toplantısına bağlanarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Refah ve Kerem Ebu Salim sınır kapılarının kapanmasının insani yardım faaliyetlerini ve yakıta ulaşımı ciddi bir şekilde etkilediğine dikkati çeken de Domenico, yakıt olmadan insani yardım faaliyetlerinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

İsrailli yetkililerin sınır kapılarının ne zaman açılacağına ilişkin henüz bilgi paylaşmadığını kaydeden de Domenico, yetkililerle insani yardım operasyonlarını sürdürmek için sürekli irtibatta olduklarını söyledi.

De Domenico, yakıt tedariki tekrar sağlanmazsa günler içinde temel sektörlerin durma noktasına geleceğine işaret etti.

Dünden sonra Gazze'nin güneyine yönelik gıda dağıtımının durduğunu bildiren de Domenico, "İnsani yardım ortakları, durumun devam etmesi halinde bu hafta sonuna kadar gıda stoklarının biteceğini belirtiyor." bilgisini paylaştı.

De Domenico, mevcut durumun sadece Gazze'nin kuzeyi değil, güneyinde de kıtlık riskini artırdığını belirtti.

Gazze'deki çocukların 7 aydır güvenli eğitim alanlarından mahrum bırakıldığını kaydeden de Domenico, İsrail'in mevcut saldırısının ise 625 bin çocuğu eğitimsiz bırakacağını, bunun çocukların tamamen okulu bırakması, çocuk işçiliği ve evlilik gibi farklı riskleri beraberinde getirdiğini bildirdi.

"Katil İsrail girdiği yerlerde hastaneleri boşaltıyor"

Hastanelerle ilgili durum hakkında da bilgi veren de Domenico, "Maalesef gördüklerimiz İsrail ordusunun bir modelinin devamı niteliğinde. İsrail güçleri girdiği yerlerde hastanelerin de boşaltılmasını talep ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

De Domenico, hastanelerin korunması gereken yerler olduğunu ve uluslararası insancıl hukuk uyarınca saygı duyulması gerektiğini söyledi.

Refah'taki 3 hastanenin de kullanılmaz hale gelmesi durumunda büyük bir felaketle karşılaşacaklarını aktaran de Domenico, sahra hastanelerinin bu açığı kapatamayacağı konusunda uyardı.

"Güvenli bölge yok"

De Domenico, İsrail'in aksine BM'nin "güvenli bölge" olmadığını açık bir şekilde dile getirdiğini anımsatarak, en son Gazze ziyaretinde sözde güvenli bölgeye yakın bir yerde kaldığını, buranın da bombalandığını aktardı.

Katil İsrail'in sözde güvenli bölgelere ittiği kişilere herhangi bir hizmet sağlamadığını da kaydeden de Domenico, Gazze'de gördüğü yıkımın sözlerle tarif edilmeyecek kadar kötü olduğunu ifade etti.

De Domenico, mahallelerin tanınmayacak düzeyde olduğunu, binaların sistematik bir şekilde vurulduğunu belirterek, "Yıkımın boyutu ve sivil toplumun maruz bırakıldığı acıyı sözlerle anlatmak mümkün değil." dedi.

BM, Refah'a kara saldırısının Gazze'deki 50 bin hamile kadını etkileyeceğini açıkladı

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail'in, yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine yönelik kapsamlı bir kara saldırısının Gazze'deki 50 bin hamile kadını olumsuz etkileyeceğini bildirdi.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail güçlerinin Refah bölgesine kara saldırısı başlatarak Gazze'nin Mısır'a açılan sınır kapısının Filistin tarafını ele geçirdiğini duyurmasının ardından, X sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklama yaptı.

Refah'a saldırının Gazze Şeridi'ndeki tek tam işlevsel kadın doğum hastanesini tehlikeye atacağı kaydedilen açıklamada, "Bu durum yaklaşık 50 bin hamile kadını etkileyecektir. Acilen ateşkese ve sıhhi tesislerin korunmasına ihtiyacımız var." denildi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.