Böbrek Sağlığını Korumanın 12 Yolu

Böbrek, vücudun en önemli organlarından birisidir. Bu sebeple sıhhatli bir hayat için böbreğe zarar verici davranışlardan uzak durulmalı. İşte böbrek sağlığını korumanın 12 yolu.

Tüm dünyada görülme sıklığı giderek artan böbrek hastalıkları, farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Ancak böbrek yetmezliği ileri aşamaya gelinceye kadar hastaların önemli bir kısmında herhangi bir şikayet oluşmayabiliyor. Bu nedenle böbrek hastalığı açısından risk altında olanların düzenli olarak kontrollerini yaptırmaları büyük önem taşıyor.

Nefroloji Bölümü Profesörü Dr. Kayser Çağlar, “12 Mart Dünya Böbrek Günü” öncesinde böbrek sağlığını koruma yolları hakkında bilgi verdi.

EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ ŞEKER HASTALIĞI VE YÜKSEK TANSİYON

Böbreklerin temel fonksiyonu vücutta oluşan artık ürünleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırmaktır. Bu işlem vücut kimyası için oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra böbrekler kan basıncını düzenleyen hormonları salgılar,

vücudumuzdaki D vitaminini aktif hale getirir ve kan hücrelerinin üretimi için gerekli olan hormonu salgılar. Çeşitli hastalıklar ve bazı ilaçların yanlış kullanımı sonucunda ortaya çıkabilen “akut böbrek yetmezliği” böbrek fonksiyonlarının ani olarak azalmasıdır.

Böbrek fonksiyonlarının daha uzun zaman içerisinde geriye dönemeyecek şekilde azalması ise “kronik böbrek yetmezliği” olarak adlandırılır. Diyabet ve tansiyon hastaları, ileri yaştaki bireyler ve ailesinde böbrek hastalığı öyküsü bulunan kişilerin böbrek hastalıklarına yakalanma riskleri daha fazladır.

Böbrek hastalığının teşhisinde kullanılan yöntemler; kan basıncı ölçümü, idrar testi, kan tahlilleri ve böbreğin radyolojik olarak görüntülenmesidir. Kan basıncı yüksekliği böbrek yetmezliğinin en önemli nedenlerindendir. İdrarda protein bulunması ise böbrek hastalığının en erken bulgusu olabilir. Kan tetkikleri ve ultrasonografi de böbrek hastalarını değerlendirirken vazgeçilmez bir yöntemdir.

Herhangi bir böbrek hastalığı bulunmayan kişilerin böbrek sağlığını korunmak için dikkat etmesi gerekenler;

1. Düzenli egzersiz yapmak

2. Vücut ağırlığını kontrol altında tutmak

3. Tansiyonu ve kan şekerini kontrol altında tutmak

4. Dengeli beslenmek

5. Sigara kullanmamak

6. Alkol kullanmamak

7. Yeterli miktarda sıvı almak

8. Yılda bir hekim kontrolü yaptırmak

9. Bilinçsiz ilaç tüketiminden uzak durmak

10. Ailedeki hastalık öykülerini bilmek ve bunlara göre önlemler almak

11. Kan basıncı ölçümü yaptırmak

12. Tuz tüketimini azaltmak

HASTALIĞIN İLERLEMEMESİNİN DURDURULMASI İÇİN

1. Kan basıncının kontrolü: Kan basıncı yüksekliği böbrek yetmezliğine yol açabileceği gibi; hipertansiyon böbrek hastalığının bir bulgusu olarak da karşımıza çıkabilir. Kan basıncının iyi kontrol edilememesi böbrek hastalığını hızlandırır.

2. Şeker hastası olanların kan şekerinin kontrolü: Diyabet, ülkemizde diyaliz hastalarında böbrek yetmezliğinin en sık görülen nedenidir. Kan şekerinin iyi kontrolü böbrek hastalığının gelişmesini engelleyebilir.

3. Tuz alımının azaltılması: Türkiye’de Avrupa ülkelerine göre 3 kat fazla tuz tüketilmektedir. Tuzun fazla kullanılması hipertansiyona, ödeme ve böbreğin olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır.

4. Bilinçsiz ilaç tüketimi: Böbrek hastaları özellikle romatizmal ağrı kesicilerden kaçınmalıdır. Romatizmal ağrı kesiciler, radyolojik görüntüleme için kullanılan ilaçlar ve bazı antibiyotikler böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

5. Düzenli nefrolog takibi: Böbrek hastalarının düzenli hekim kontrollerini yaptırmaları, hastalığın erken tanısı, ilerlemesinin yavaşlatılması veya geriletilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • 6. Alkol tüketimini sınırlandırmak diye yazmışsınız sınırlandırmak haddi aşmamaktır islam alkol kulanımını tamamen yasaklıyor abesle iştigal bir yazı olmamışmı benmi yanılıyorum yoksa

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.