Borç Vermenin Fazileti

Cemiyet Hayatımız

Bizim onların yerinde, onların da bizim yerimizde olabileceğini düşünerek dâimâ muhtaçların yardımına koşmalı, Allâh’ın rızâsını kazanmanın yollarını aramalıyız.

Yunus Emre Hazretleri, hayır yapmanın ve yoksullara ufacık da olsa bir yardımda bulunmanın karşılığını ne güzel ifâde eder:

Doğru yola gittin ise,

Er eteğin tuttun ise,

Bir hayır da ettin ise,

Birine bindir az değil.

Bir miskini gördün ise,

Bir eskice verdin ise,

Yarın anda sana gele,

Hak libâsın biçmiş gibi.

Diğer taraftan, borç verme fazîletini de yaşatmak mecbûriyetindeyiz. Yarın bâkî ikâmetgâha devrolundu­ğumuzda ne zenginin elinde böyle bir fırsat, ne de muhtâcın elinde böyle bir ihtiyaç kalacaktır. Durumu müsâit olanlar, birtakım bahânelerle borç verme ibâdetini terk etmemeli, buna mukâbil borç alan kimseler de çeşitli sıkıntıları öne sürüp borcunu ihmâl ederek, bu fazîletli hasleti zedelemekten kaçınmalıdır.

Aynı şekilde yolda kalmışlara ihtimâm etmeli, onların duâlarını almaya çalışmalıdır. Zîrâ gurbette olan kimsenin gönlü Allâh’a daha yakındır. Bu sebeple de duâsı müstecâb olur. Cenâb-ı Hak yolculara o derece ehemmiyet vermiştir ki, ne kadar zengin de olsalar, yolda muhtaç duruma düştüklerinde zekât dahî alabileceklerini beyan buyurmuştur.

Hoca Ahmed-i Yesevî Hazretleri ne güzel söyler:

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol sen

Öyle mazlum yolda kalsa, hemdem ol sen

Mahşer günü dergâhına mahrem ol sen!..

.........

Akıllı isen, gariplerin gönlünü avla,

Mustafâ gibi ülkeyi gezip yetîm ara!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları

BORÇ HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

https://www.islamveihsan.com/borc-hakkinda-hadis-i-serifler.html