Borçlanmayı Adet Haline Getirenlere Uyarı!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Benim ümmetimin müflisi o kimsedir ki, kıyâmet gününde namaz, oruç ve zekatla gelir, fakat şuna sövmüş, şuna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını akıtmış ve şunu dövmüş, bundan dolayı onun iyiliklerinden, anılan adamların her birine verilir. Üzerinde olan haklar ödenmeden iyilikleri tükenirse, hak sahiplerinin günahları o kimseye yükletilir. Sonra o kimse cehenneme atılır." buyurdu.
Bilhassa günümüzde borçlanmaktan korkulmadığı için hemen hemen herkes borçlanmayı adet haline getirmiştir. Halbuki borçlu kimse o almış olduğu miktarı ödemekle mükelleftir.
Borçlanan kimse almış olduğu nesneyi ödemek için hayli sıkıntılara düşer, huzurunu kaybeder, kendisinde rûhi ezginlikler görülür, hatta sıhhatinden bile olur. Bazan ödeyebilir, karşılığını temin edemez ise, ödeyemez. Mahcûb düşer, itibarını gaip eder.
Ebû Hüreyre radıyallahu anhden, Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
– Bir kimse kardeşinin haysiyetine yahut malına haksız olarak saldırmış ise, altın, gümüş bulunmayan günden (kıyametten) önce onunla helâllaşsın. Aksi halde yaptığı zulüm nispetinde, onun iyi amellerinden alınıp, hak sahibine verilir. İyiliği yoksa, hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden adama yükletilir, buyurdu. (Buhârî’den seçmeler, Mezâlim, 10)
Bir seferinde de buyurmuştur ki:
– Biliyor musunuz, müflis kimdir? Oradakiler
– Bizce müflis, parası ve malı olmayan kimsedir, dediler.
Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– Benim ümmetimin müflisi o kimsedir ki, kıyâmet gününde namaz, oruç ve zekatla gelir, fakat şuna sövmüş, şuna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını akıtmış ve şunu dövmüş, bundan dolayı onun iyiliklerinden, anılan adamların her birine verilir. Üzerinde olan haklar ödenmeden iyilikleri tükenirse, hak sahiplerinin günahları o kimseye yükletilir. Sonra o kimse cehenneme atılır. (Riyazu’s-Sâlihin, c. 1, 266, 267)
Kaynak: Sâdık Dânâ, Altınoluk Dergisi, 372. Sayı