'bosna Kasabı'na 40 Yıl Hapis Cezası Verildi

Hollanda'nın Lahey kentindeki BM bünyesinde bulunan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), Bosnalı Sırpların eski lideri "Bosna Kasabı" olarak bilinen Radovan Karadzic hakkında 40 yıl hapis cezasına hükmetti.

Hakimler Konseyi, aralarında soykırımın da bulunduğu 11 ayrı suçtan yargılanan Karadzic'i soykırım, insanlığa karşı suç işlemek ve savaş kurallarını ihlal etmekten suçlu buldu.

Hakimler Konseyi, iddianamenin ilk maddesindeki Bratunac, Foca, Kljuc, Prijedor, Sanski Most, Vlasenica ve Zvornik şehirlerinde de soykırım işlendiği iddialarını "delil yetersizliği" nedeniyle reddetti.

Konsey, Karadzic'in savaş döneminde kuşatma altında tutulan başkent Saraybosna'da sivillere yönelik saldırlar nedeniyle insanlığa karşı suç işlediğine ve savaş kurallarını ihlal ettiğine hükmederken BM askerlerinin esir alınmasından da eski Sırp liderini sorumlu tuttu.

SREBRENİTSA SOYKIRIMI'NDAN SUÇLU BULUNDU

Hakimler Konseyi, Temmuz 1995'teki Srebrenitsa Soykırımı'ndan da Karadzic'i suçlu bulurken Bosnalı Sırp güçlerinin hedefinin söz konusu bölgeninMüslümanlardan tamamen temizlenmesi olduğuna işaret etti.

Konsey, Karadzic ile Sırp birliklerinin komutanı Ratko Mladic'in, Boşnakların Srebrenitsa'dan temizlenmesini planladıklarına hükmederken Karadzic'in Bosna Sırp Cumhuriyeti içinde Bosnalı Müslümanların öldürülmesine karar verecek tek isim olduğuna vurgu yaptı.

ICTY Savcılığı, Karadzic hakkında ömür boyu hapis cezası verilmesini talep etmişti.

Mahkemenin kararına hem savcılığın hem de Karadzic'in avukatlarının itiraz etme hakkı bulunuyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.