Bu Camiye Kuşlar Konmuyor

Üsküdar’da bulunan 436 yıllık Şemsi Paşa (Kuşkonmaz) Camî'ne kuşlar konmuyor. İşte hikâyesi ve sebebi…

1500'lü yıllarda yaşamış olan Şemsi Paşa çok titiz bir insandır ve dönemin sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa ile rekâbet halindedir. Zaman zaman bir araya geldiklerinde hacivat ile karagöz misali birbirleri ile çekişirlermiş. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın Sultanahmet'in hemen yanıbaşına yaptırmış olduğu, Mimar Sinan’ın en zarîf eseri kabul gören, Edirne Selimiye Camî'nin minyatürü olarak inşa edilen camisi ile ilgili sohbet anında, Şemsi Paşa, dayanamayarak Sokullu’ya der ki; “Efendim bir cami yaptırmışsınız. Çok hoş ama güvercinler caminizi pisletmişler!” Sokullu Mehmet Paşa da  “Efendim, Allah’ın yarattığı mahlûkattır. Normaldir, engel olamazsın olur böyle şeyler!” der. Sohbet burda kapanır.

CAMİ YAPTIRMA İSTEĞİ

Ancak, gün gelir Şemsi Paşa da kendinden bir hatıra kalmasını ister ve bir cami yaptırmak ister. Hatırına Mehmet Paşanın “Efendim cami yaptırmışsınız ama güvercinler üstüne pisletmişler.” sözü aklına gelir, “Eyvah! Ne yapacağız? Düşünmeden ağzımızdan çıkan bir söz bizi ne hâle düşürdü” der. Çözüm her zaman olduğu gibi dönemin en önemli mimarı Mimar Sinan'da bulunur. Şemsi Paşa Mimar Sinan’a gider der ki; “Efendim böyle bir cümle sârfettik. Üzerinde kuşların uçmayacağı bir yer var mıdır?” Mimar Sinan, “Efendim var öyle bir yer!” der.

kuskonmaz2

YER ARAŞTIRMASI

Mimar Sinan ilmî ve mimarî dehasını kullanarak, kısa bir araştırmadan sonra Üsküdar’da Kuzeyden ve Güneyden gelen rüzgârların kesiştiği bir nokta bulur. Ve bir müddet dalgaların kıyıya çarpmasıyla meydana gelen titreşimleri inceler. Mimar Sinan Süleymaniye camisini yaptıktan sonra caminin içinde ses akustiğini ölçen bir adamdır. Kuzey ve Güneyden gelen rüzgarların kesiştiği, dalgaların kıyıyı dövdüğü bir noktada çıkan titreşim seslerinden kuşların rahatsız olacağını düşünür ve tesbit eder. Burası Boğaz’ın kenarında kimi zaman serin, kimi zaman ılık ama hep rüzgar alan, kimi zaman kızgın dalgaların duvarlarını dövdüğü bir yerdir. “İşte buraya caminizi inşa edebiliriz” der ve camiyi o noktaya yapmaya karar verirler. İşte Üsküdar’ın simgelerinden biri olan Kuşkonmaz Camînin hikayesi… Sizin de birgün yolunuz Kuşkonmaz Camii'ne düşerse uğrayıp bir namaz kılmanızı tavsiye ederiz. 1580 yılında ibadete açılan bu cami yaklaşık 436 yıldır ibadet hizmeti vermekte olup 436 yıldır bahçesine kuşlar konmamıştır.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.