Bu İçecekler Bizi Öldürüyor

ABD'de yapılan bir araştırma, şekerli ve gazlı içeceklerin her yıl dünya genelinde 184 binden fazla kişinin ölümüne neden olduğunu gösterdi.

Tufts Üniversitesi'nden Dr. Dariush Mozaffarian ve ekibinin 51 ülkeyi kapsayan araştırması, 184 binden fazla kişinin bu içeceklerin yol açtığı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiğini ortaya koydu.

Bilim adamları, 1980-2010'da yapılan, 611 bin 971 kişiyi kapsayan beslenme alışkanlıkları ve ölüme ilişkin 62 araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi.

Araştırmada, enerji içecekleri, buzlu çay gibi şekerli ve gazlı meşrubatların, her yıl 133 bin kişinin diyabetten, 45 binin kalp-damar hastalıklarından ve 6 bin 450'sinin kanserden ölümüne yol açtığı sonucuna varıldı.

buzlu_cay

 

Bu meşrubatların tüketimine bağlı ölümlerin yüzde 76'sının düşük ve orta gelirli ülkelerde olduğuna dikkati çeken bilim adamları ayrıca Japonya'da 65 yaşın üzerinde şekerli içeceklere bağlı ölümler yüzde 1'den azken, Meksika'da 45 yaş altındakilerin yüzde 30'unun bu içeceklerin yol açtığı hastalıklardan yaşamını yitirdiğini belirtti.

ŞEKER TÜKETİMİNE SON

Meksika'da yılda ortalama bir milyon kişiden 405'inin şekerli ve gazlı içeceklere bağlı hastalıklardan öldüğü örneğini veren bilim adamları, bu durumun Meksika'da güvenilir içme suyuna erişimdeki sıkıntıdan kaynaklandığını ifade etti. ABD'de ise 1 milyon kişiden 125'inin bu içeceklere bağlı sebeplerden öldüğü vurgulandı.

"Circulation" dergisinde yayımlanan araştırmaya imza atanlardan Mozaffarian, beyaz şekerin besin anlamında hiçbir katkısı olmadığına işaret etti.

Şekerin tüketimine son verilmesi halinde binlerce kişinin hayatının kurtulabileceğine dikkati çeken bilim adamı, vücudun ihtiyaç duyduğu früktoz ve glikozun meyve ve sebzelerden alınabileceğini belirtti.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.