Bu İşin Ayrı Bir Manevi Hazzı Var!

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı’nda 15 yıldır Erzak Depo Sorumlusu olarak çalışan İsmail Kibir ile yaptıkları yardım hizmetlerini konuştuk.

Röportaj: Abdullah Güner, İlyas Ceyhan

Sevgi, şefkat ve merhamet duygularının infak olarak tezahür ettiği yerin adı Aziz Mahmut Hüdâyi Vakfı, Hüdâyî Hazretlerinden bu yana fakirlere el uzatmayı en mühim varlık sebepleri arasında görüyor. Birçok hayır hizmetlerinin yanında İstanbul genelinde belirlenen ihtiyaç sahibi ailelere erzak yardımı, gerekli görülen durumlarda ise nakdî yardım yapılıyor.

İstanbul’un muhtelif semtlerinde oturan ve vakıf personelince ihtiyaç sahibi oldukları evlerinde yapılan tahkikat sonucu tespit edilen Türkiye uyruklu aileler ile birlikte Suriye, Irak, Afganistan gibi farklı bölgelerden sığınmacı olarak ülkemize gelip burada zor şartlar altında yaşayan ihtiyaç sahibi aileler belirleniyor. Belirlenen ihtiyaç sahibi yaklaşık 5.000 aileye her ay düzenli olarak erzak ve diğer muhtelif insani yardım malzemeleri dağıtılıyor.

Güler yüzle, rakik kalpleri incitmeden yapılan yardımlarda, çocukların oyuncak ihtiyacına varıncaya kadar ihtimam gösteriliyor. Aynı ailelere kış mevsiminde soba, kömür gibi yakacak yardımlarının yapıldığını da öğreniyoruz.

Vakfın İstanbul Küçük Çamlıca’daki deposundan yüklenen insani yardım paketleri her gün periyodik olarak bu işe tahsis edilmiş araçlarla dağıtılıyor. Bizde bu yardım hikâyesinin peşine düştük.

Hüdâyi Vakfı’nda 15 yıldır Erzak Depo Sorumlusu olarak çalışan İsmail Kibir ile yaptıkları yardım hizmetlerini konuştuk.

hudayi_vakfi_ismail_kibir

İSMAİL KİBİR – HÜDÂYİ VAKFI ERZAK DEPO SORUMLUSU

Öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz?

Adım İsmail Kibir. 1976’da Düzce’de doğdum. 1992 yılında Hüdayi Vakfı ile tanıştım. Burada, Hüdâyi İnsani Yardım Birimi’nde çalışıyorum.

Hüdâyi Yardım Birimi’nde neler yapıyorsunuz?

Ben burada öncelikle depoya gelen yardım malzemelerinin kabulünden ve sevkiyatından sorumluyum.

2015 yılına kadar Hüdâyi Hazretlerinin türbesinin bulunduğu Üsküdar merkezimizdeki depodan ayda 1200 kadar aileye yardım dağıtırken sayı artınca Küçük Çamlıca’daki yeni depomuza taşındık.

Burada her ayın başında sipariş edilen kuru gıda ve temizlik malzemelerimiz depoya geliyor, paketlendikten sonra beş aracımızla Pazar günü hariç her gün İstanbul’un 38 ilçesinde (vakıf tarafından belirlenen) listede ismi olan ailelere yardım paketleri dağıtılıyor.

hudayi_vakfi_yardim

Sıradan bir paketleme ve dağıtım işinden sizi yaptığınız işi ayıran nedir?

Bizim yaptığımız iş yalnızca paketleme ve dağıtım değildir, bizim yaptığımız işin özü merhamet ve şefkattir. Bir pirinci bile koliye koyarken eğer o merhamet ve şefkatle koyabiliyorsak bu işin idrakine varmış oluruz. Yoksa tabii angarya işten öteye geçmez.

Verdiğimiz bir erzak paketi belki gittiğimiz ihtiyaç sahibi o ailenin tüm eksikliklerini tamamlamıyor olsa da dağıtım yapan arkadaşımızın tatlı dili ve güler yüzü, kapıyı açan bir yetimin başını okşaması, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmesi de en az yapılan yardım kadar önemli oluyor. Bu duygu ve düşünceyle hareket ediyoruz. Yoksa bu iş basit bir hamallıktan ve yorulmaktan öteye geçmez.erzak

Hüdayi Vakfı bir yardım kolisi içerisinde ihtiyaç sahiplerine neler gönderiyor?

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı’nın erzak paketi içinde genel olarak; çay, yağ, zeytin, peynir, pirinç, şeker, kırmızı mercimek, makarna, reçel, nohut, salça, un bulunuyor. Bunun yanında temizlik malzemelerimiz oluyor.

Bu işte sizi duygulandıran bir şey yaşadınız mı?

Vakfımız aracılığıyla dünyanın farklı coğrafyalarından okumak için İstanbul’a gelen ve yokluğu, mahrumiyeti yakinen bilen Afrikalı öğrenciler burada bazı günler yanımıza gelerek erzak paketleme işinde gönüllü olarak çalışıyorlar. Bir Afrikalı kardeşinin hazırladığı erzak paketleri bir Türkiyeli, Suriyeli, Iraklı, Filistinli, Afganistanlı kardeşinin evine ulaşıyor. Ümmet olma şuurunu pekiştiren bu çalışma, yaptığımız işin ayrı bir manevi hazzını oluşturuyor bize.

Bir de yardım almaya gelen bir ablanın söyledikleri beni çok duygulandırmıştı: “Sizden Allah razı olsun, siz olmasaydınız kötü şeylerle karşı karşıya kalacaktım. Evimde her şeyim bitmişti, bakkala gittim bir şey alabilir miyim diye ama bakkal kötü şeyler teklif etti. Vakfa geldim, çok şükür ki siz varsınız, Allah sizden razı olsun.”

hudayi_vakfi_yardim_koli

hesapno

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.