Bu Olmadan Allah'a Hizmet Olmaz!
Hizmette muhabbet, mânevî terakkînin başlangıcıdır. Bu nokta aslında her şeyin başladığı yerdir. Kalp, ancak hakîkî muhabbeti tattıktan sonra mânen inkişâf etmeye ve güzelliklerini sergilemeye başlar.
Allah ve Rasûlü’nün sevgisi, gönlümüzdeki bütün sevgilerden daha üstün olmalıdır. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“…Mü’minlerde Allah sevgisi her sevgiden daha şiddetlidir...” (el-Bakara, 165)
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, kesâda (durgunluğa) uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler, size Allah’tan, Rasûlü’nden ve Allah yolunda cihâd etmekten daha sevgili ise, artık Allâh’ın (azap) emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez.” (et-Tevbe, 24)
Kalp, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetiyle dolu olursa, işte o zaman bütün güzellikler gönlümüze akseder. Nitekim Allah ve Rasûlü sadece satırlardan okunarak değil, sadırlardaki, yani gönüllerdeki muhabbetle tanınır. Seven, sevdiğine, muhabbeti nisbetinde hayran olur ve onu taklîd eder. Zira aşk ve muhabbet, iki kalp arasındaki cereyan hattı gibidir. Sevenler, sevdiklerini hiçbir zaman gönüllerinden çıkarmaz ve dillerinden düşürmezler. Sevdiklerine canlarını ve mallarını cömertçe harcamak sûretiyle fedâkârlığın huzuru içinde yaşar ve ölürler.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları