Bu Proteinler Yürüyor
Vücüdumuzun kargocuları olan Dynein ve Kinesin proteinlerinin hareketleri insanın yürümesini andırıyor. Hücre içinde bulunan bu proteinler bir postacı gibi çalışıyorlar.
Hücre iskeletinde bulunan mikrotübüller üzerinde adeta yürüyen bu proteinler hücre içi vesikül ve organel hareketini ileriye ve geriye doğru kolaylaştıran motor proteinlerdir. Baş kısımlarıyla bağlı oldukları hücre iskeleti lifine tutunurken, kuyruk kısmıyla taşıdıkları vezikül kısmına tutunur. Yani bir nevi hücrelerimizin kargocuları denilebilir.
Sitoplazmik dynein, hücre içinde taşınacak bir organeli, mikrotübülün eksi ucuna yani hücrenin merkezindeki nukleus`a doğru taşırken, buna zıt kutupda hareket eden kinesin proteini hücrenin periferine yani pozitif ucuna doğru taşımakla görevlidir.
Aslında bu proteinler çok önemli bir özelliğe daha sahiptir. Görev bilinci! Bu proteinler öyle incelikli yaratılmış ki kendilerine verilen görevi ölürcesine muhafaza ediyorlar. Lafın gelişi değil gerçekten ölürcesine. Olurda üzerlerinde bulunan vezikülleri kaybederlerse görevi hakkıyla yapamamanın bilinci içerisinde kendilerini mikrotübüllerin üzerinden atarak adeta intihar ediyorlar. Bu beni gerçekten çok şaşırtan bir özelliği. Çünkü bu proteinler o görev için yaratıldı. Ve görevlerini yapamadıklarında var olan anlamlarını kaybediyorlar. Peki, biz insanlar hangi amaçla yaratıldık ve yaratılış amacımıza ne kadar sağdığız. Yani aslında şu dünyada ne kadar anlamlıyız?
KAYNAK: Hanife Çetinkaya, www.gencdergisi.com