Bugünkü Cuma Hutbesinin Konusu 'kurban' Olacak

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan ve bugün Türkiye'deki tüm camilerde okunacak olan Cuma hutbesini istifadelerinize sunuyoruz. 

Bugünkü Cuma hutbesinin konusu, "kulluk ve samimiyet beyanı: kurban" olacak. İşte bugün tüm camilerde okunacak Cuma hutbesi...

Kardeşlerim!

Medine’de bir bayram sabahıydı. Namazlar eda edilmiş, sıra kurbanlara gelmişti. Efendimiz (s.a.s), âdeti olduğu üzere iki kurban hazırlamıştı. Kurbanlık hayvanları şefkatli elleriyle yatırdı ve kıbleye çevirdi. Ardından Kerim Kitabımızın şu mealdeki âyetlerini okudu: “Ben, O’nun birliğine inanarak, yönümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.(1)

Şüphesiz namazım,kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur.”(2)

Peygamberimiz, bu âyetleri okuduktan sonra şöyle dua etti ve Allah’ın adıyla kurbanlarını kesti: “Allah’ım! Bu kurbanlar senin nimetindir ve senin rızan içindir. Benim, ailemin ve ümmetimin kurbanlarını kabul eyle!”(3)

Aziz Müminler!

Yeryüzünde en büyük şeref, Allah’a yakın olmaktır. Allah, bize yakındır. Hem de şahdamarımızdan daha yakındır. Bizim de kendisine yakın olmamızı ister. Bu yüzden bizi kendisine yakın kılmak için sayısız nimetler bahşetmiştir. İbadetleri O’na yakınlaşmamıza vesile kılmıştır. Biz, tüm ibadetlerimizi Rabbimize yakın olmak için yaparız. Zira O’na yakın olan, hakka yakın olur. O’na yakın olan, adalete, merhamete yakın olur. O’na yakın olan, şeytana uzak olur. Ve işte bizi O’na yakın kılan bir ibadet yaklaşıyor. Kurban ve bir bayram geliyor: Kurban Bayramı. İçimize sevinç yağmurları düşürüyor şimdiden.

Kardeşlerim!

Milletçe zor günler geçirdik. Zorlukları hep birlikte geride bıraktık. Şimdi tüm zorlukları bir kenara bırakarak kurbana, bayrama hazırlanma zamanıdır. Şimdi Allah’ın yakınlığını yeniden hatırlama ve birbirimize hatırlatma zamanıdır. Şimdi Allah’tan uzaklaştıran her şeyden bir kez daha uzaklaşma zamanıdır.

Peki biz, kurbanla Rabbimize yakınlaşmaya hazır mıyız? Bütün uzaklıkları ortadan kaldırmaya kararlı mıyız? Bizi Rabbimize ve birbirimize yakın kılacak planlar yapıyor muyuz? Kurbanımızı paylaşacağımız fakiri, miskini, muhaciri arıyor muyuz?

Değerli Kardeşlerim!

Kurban, bir hayvanın kanını akıtmaktan ibaret değildir. Bu ibadet, çok daha derin mana ve hikmetleri içermektedir. Her şeyden önce kurban, bizi Allah’tan uzaklaştıran bütün yüklerden kurtulma niyetidir. Kurbandan maksat, Allah’la aramıza girenlerden kurtulmaktır. Gönlümüzü doğrudan Allah’a açmaktır. Hâsılı kurban, Rabbimize sunduğumuz kulluk ve samimiyet beyanımızdır. Rabbimiz, bu gerçeği bizlere şöyle haber vermektedir: “Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; Allah’a ulaşan yalnızca takvanızdır.”(4)

Kardeşlerim!

Kurban, teslimiyet ve sadakatin, vefa ve yardımlaşmanın, fedakârlık ve paylaşmanın adıdır. Kurbanda Hz. İbrahim’in sadakati vardır. Hz. İsmail’in teslimiyeti vardır. Ve kurbanda Muhammed Mustafa (s.a.s)’in merhameti, vefası, infak ve paylaşma ahlakı vardır.

Kurban, Allah yolunda infak bilincimizi diri tutmaktır. Bayram yapamayanları bayram sevincine ortak etmektir. Komşularımıza, akrabalarımıza, eş ve dostumuza, hâsılı birbirimize yakınlaşmaktır kurban. Bu yönüyle kurban, adını bile duymadığımız nice ülkelerdeki hiç görmediğimiz, tanımadığımız kardeşlerimize uzattığımız bir yardım elidir.

Kardeşlerim!

Gücümüz yetiyorsa keselim kurbanı. İmkânımız yoksa kardeşlerimize kardeşliğimizi ikram edelim. Tebessümlerimizi sadaka diye armağan edelim. Gelin, Allah’ı bize unutturanları unutalım. Duru ve doğru kalalım. Bir olalım, birlik olalım. Oğlu İsmail’le sınanan İbrahim (a.s)’a yoldaş olalım. Evladımızın da İsmail (a.s) gibi emanet olduğunu unutmayalım. Peygamberimiz (s.a.s)’in ve ashabının baş koyduğu yoldan ayrılmayalım.

Kardeşlerim!

Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Diyanet Vakfımız, bu yıl da milletimizin iyilik ve hayır elini bütün dünyaya taşımaya hazırdır. Hayırsever milletimizin kurbanları yurt içi ve yurt dışındaki mazlum ve mağdur kardeşlerimize ulaştırılacaktır. Bu vesileyle kardeşlik köprüleri sağlamlaştırılmaya çalışılacaktır. Unutmayalım ki; ihtiyaç sahibi kardeşlerimize hediye edeceğimiz her bir kurban, aynı zamanda milletimizin ortak imzasını taşıyan bir muhabbet ve merhamet mektubu olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle Rabbimizden hepimizi bayrama huzur içerisinde eriştirmesini, kurbanlarımızı kabul buyurmasını niyaz ediyorum.

1 En’âm, 6/79.

2 En’âm, 6/162-163.

3 İbn Mâce, Edâhî, 1; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 3-4.

4 Hacc, 22/37.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.