Bugünkü Cuma Hutbesinin Konusu Ümmü’l-kitap: Fatiha

Diyanet İşleri Başkanlığı, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Türkiye geneli camilerde okutulan bugünkü hutbesinin konusu Ümmü’l-Kitap: Fatiha oldu.

18 Kasım 2016 tarihli Cuma Hutbesi...

Aziz Kardeşlerim!

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bir sure vardır ki; onun adı, Ümmü’l-Kitap’tır, yani Kitab’ın anasıdır. Rabbimiz, Kerim Kitabına onunla başlamıştır. 1 Peygamber Efendimiz (s.a.s) de, bütün namazlara onunla başlamamızı istemiştir.2

Kardeşlerim!

İşte bu sure, hepimizin bildiği Fâtiha’dır. Allah Resûlü, Fâtiha’nın, Rabbimiz ile aramızda bir konuşma, bir diyalog olduğunu haber vermiştir. Bizlere sayısız nimetler bahşettiği ve bizleri muhatap kabul ettiği için Fâtihâ’nın hemen başlangıcında Rabbimize hamd ederiz. “ ن َي الَ۪م َ الحع َ ٰبّ ر هّ ح ُد ّلِلٰ َم َ حْل ا” “Hamd, övgü, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” dediğimizde, Âlemlerin Rabbi, حدّى” ب َ َدِّن ع ّح” “ ََKulum bana hamd etti.” buyurur. Bizler, “ ن َّر۪حيّم َّرحَحه ّن ال َل ا” “O, Rahmân ve Rahîmdir.” dediğimizde, Yüce Allah, “ىّحد ب َ َّى ع لَ َ ََن ع ثحَأ” “Kulum bana senâ etti. Beni övdü, methetti.” buyurur. Bizler, “ ال ٰ۪دي ّن ّ م ح و َ ّ ّك ي ال َ م” “O, hesap gününün, âhiret gününün sahibidir.” dediğimizde, Rabbimiz, “ىّحد ب َ َدِّن ع “ََمَّ “Kulum beni yüceltti.” buyurur ve Fâtiha’nın bu ilk bölümünde bizim kendisine hamd-ü senâ etmemiz vesilesiyle hoşnutluğunu ifade eder. Fâtiha’nın ikinci bölümünde ise halimizi ve isteklerimizi Rabbimize arz ederiz. “ َ ت ح َس ََّّيَك ن ّ ا َ ُ ُد و ب ح َع ََّّيَك ن ّ ا ُي “ ۪ع “Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.” dediğimizde, Rabbimiz, “ ح ب َ ع ّ ل َ حدّى و ب َ َ حَي ع ب َ َّن و ح ي َ َذا ب َ ه ََََ َ ا َ َ “ دّى م “Bu, kulum ile benim aramdadır. Kulumun isteğine icabet edeceğim.” buyurur. ن َ ۪قيم َ ت ح ُس ا َط الحم َ ر ٰصّ ال َ َن حدّ ه ّ َي ا . ََل ال ََّّٓضا۪لٰ َ و ح ّهم ح لَي َ غح ُضو ّب ع َ حْيّ الحم غَ ن ح ّهم ح لَي َ ح َت ع َم حع َن ا َ ۪ذين َّ ا َط ال َ ّصر . “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil.” dediğimizde, Allah Teâlâ, “ ََ َ ا َ َ حدّى م ب َ ع ّ ل َ حدّى و ب َ ع ّ َذا ل “ه ََ َ “İşte kulumun bu talebi karşılıksız kalmayacaktır. Kulum ne istiyorsa onundur.” buyurur.3

Aziz Kardeşlerim!

Fâtiha, Kerim Kitabımızın muhteviyatının, insanlığa gönderiliş amacının özü ve özetidir. Yaratılışımızdaki gaye ve hikmetin bir beyanıdır. Bizler, nazm-ı celili açtığımızda evvela Fâtiha’yı okuruz. Her gün beş vakit namazda Rabbimizin huzuruna Fâtiha’yla çıkarız. Kelimei şehâdetle Allah’a verdiğimiz kulluk misakımızı, her gün onunla tazeleriz. Mümin olma ve kalma şuurumuzu, Fâtiha ile diri tutarız. Allah’ın yüceliği, adaleti, engin merhameti ve sonsuz kudretini tekrar tekrar onunla idrak ve ikrar ederiz. Rabbimize şükrümüzü, hamdimizi, övgümüzü, minnetimizi her gün onunla dile getiririz. Bir beşer olarak kusurlarımızı, niyazımızı, mağfiret talebimizi her gün Rabbimize onunla arz ederiz. Gönüllerimize Fâtiha’yla şifa dileriz. Dert ve sıkıntılarımıza onunla deva ararız. Hâsılı yaratılışımızı ve varlığımızı anlamlandıran Fâtiha, kalplerimize dermandır. Akıllarımıza rehberdir. Bitmez tükenmez bereketlere açılan rahmet kapımızdır.

Kardeşlerim!

Namazların her rekâtında Fâtiha’yı okumamızın istenmesi, sadece dilimizle onu terennüm etmek için değildir. Bilakis, onu derinden kavramak ve hayatımıza onun anlamıyla yön vermek içindir. Zira Fâtiha’nın her âyeti, her kelimesi, mümince bir bilinç, mümince bir duruş, mümince bir hayat bahşeder bizlere. Gönüllerimize ferahlık verir. Gözlerimizin ve zihinlerimizin önünde muazzam bir ideal ve ufuk açar. Fâtiha, her gün bizim için yeni bir canlanışa, yeni bir dirilişe vesile olur. Rabbimize sunduğumuz özlü bir dilekçemizdir o. Besmele ile dilekçeyi sunduğumuz makamı belirtiriz. Hamd ile o makamın sahibini yüceltiriz. “Rahman” ve “Rahim” isimlerinin verdiği ümit ile “din gününün sahibi” ifadesinin verdiği korku arasında Rabbimizin huzuruna çıkarız. Tüm acizlik ve güçsüzlüğümüzle arzu halimizi Rabbimize sunarız. Biliriz ki; sığınağımız, dayanağımız, tükenmeyen ümidimiz yalnızca O’dur. Kendisine kullukta bulunulacak, el açılıp medet umulacak yegâne güç ve kudret O’dur. Bizi sırât-ı müstakiminde, yani Kur’ân’ın, peygamberlerin, şehitlerin, salihlerin, iyilerin dosdoğru yolunda sabit kılacak O’dur. Bizi gazap ve azabından koruyacak, bu yolun sonunda ebedi nimetlere ulaştıracak olan da yine yalnızca Yüce Rabbimizdir.

Kardeşlerim!

Siirt ilimizin Şirvan ilçesinde bulunan maden ocağında dün gece heyelan nedeniyle oluşan göçükte hayatını kaybeden kardeşlerimize Yüce Rabbimizden rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Göçük altındaki kardeşlerimizin de salimen kurtarılmasını diliyorum. Rabbimiz, ülkemizi, milletimizi her türlü kaza ve musibetlerden muhafaza eylesin.

Hutbemizi şu dua ile bitirmek istiyorum: Rabbimiz! Bizi ve nesillerimizi, Fâtiha’nın hakikatlerinden ayırma! Bizleri Fâtiha’nın bereketinden mahrum bırakma! Ya Rabbi! Fâtiha’yı çokça okuyan, anlayan ve hayatına yansıtanlardan kıl bizleri!

1 Fâtiha, 1/1-7.

2 Buhârî, Ezân, 95.

3 Müslim, Salât, 38.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.