Bugünkü Müslümanın Derdi

Cemiyet Hayatımız

Her türlü bilgiye ulaşmanın son derece kolaylaştığı bir zamanda Müslümanlar için en hayâtî ve öncelikli tahsîlin, dînimizi doğru öğrenip takvâ üzere hayatımıza tatbik edebilmek olduğunu hatırımızdan çıkarmamalıyız.

“İlim asrı” denilen ve her türlü bilgiye ulaşmanın son derece kolaylaştığı bir zamanda yaşıyoruz. Öyle ki artık cehâlet, neredeyse mâzeret olmaktan çıktı. Dînini öğrenmek isteyen bir müslüman; okumak, araştırmak ve sormak için pek çok imkâna sahip durumda. Bu büyük nîmetin şükrünü ne kadar edâ edebildiğimizden, akıl dağarcığımızı hangi bilgilerle doldurup gönüllerimizi nelerle yoğurduğumuzdan da bir gün hesap vereceğimizi unutmamalıyız. En hayâtî ve öncelikli tahsîlin, dînimizi doğru öğrenip takvâ üzere hayatımıza tatbik edebilmek olduğunu hatırımızdan çıkarmamalıyız.

ALLAH'A GÖTÜRMEYEN BİLGİ BİZİ KURTARMAYACAK

Üniversiteyi bitirmiş, yüksek tahsil yapmış, bilgili, kültürlü nice gençler görüyoruz. Ne yazık ki Kur’ân ve Sünnet kültüründen haberleri yok. Yaptıkları tahsilin de, Kur’ân ve Sünnet’te medhedilen ilim olduğunu zannediyorlar. Hâlbuki insanın zihnini ve kalbini Allâh’a götürmeyen, O’nun kudret ve azamet-i ilâhiyyesini idrâke ulaştırmayan bilgiler, kişiye belki bu dünyada bir etiket ve apolet kazandırır, fakat onu ebedî bir hüsrâna düşmekten kurtaramaz.

Yûnus’un dediği gibi;

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsen;

Bu nice okumaktır?

En büyük ilim, Cenâb-ı Hakk’ı tanıyabilmek, O’na güzel bir kul ola-bilmektir. Kendimizi sık sık hesâba çekerek Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye’ye dâir ilimlerin hayatımızda ne kadar yer tuttuğuna iyi bakmalı-yız. Zira yarın bunun da hesâbını vereceğiz.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları