Bulgurun Doğal Olup Olmadığını Nasıl Anlarız?

Bağırsak kanseriyle savaşan ve faydaları saymakla bitmeyen sofraların şifa kaynağı bulgur, işlendiği zaman besin değerini büyük ölçüde yitiriyor. Peki, bulgurun doğal olup olmadığını anlamanın yolu nedir?

Son yıllarda hepimiz besinlerimizin güvenli olmasına özen gösteriyoruz. İşlenmemiş ya da az işlenmiş, doğal olan besinler tüketmek istiyoruz. Bu amaçla organik pazarlara ve ürünlere yöneliyoruz. Peki, bulgurun doğal olup olmadığını nasıl anlayacağız? İstanbul Medipol Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Muazzez Garipağaoğlu son yıllarda sarı bulgur üretiminin arttığını ve bunun doğal beslenme adına üzücü olduğunu belirterek bilgi verdi.

MEKANİK SARARTMA DOĞRU DEĞİL

Sarı bulgura üretim aşamasında mekanik sarartma işlemleri uygulandığını aktaran Garipağaoğlu, “Sarı bulgurun üretim aşamasında mekanik sarartma işlemleri uygulanıyor. Mekanik sarartmanın yapılması üretici ve tüketici için kayıp demek. Sarı renkli bulgur üretebilmek için buğdaya uzun süreli ve yüksek nem verilerek parça kanatlı silindirik gövdeli makinelerde tanelerin birbirine sürttürülmesi sureti ile ikinci bir ısıl işleme tabi tutuluyor. Normal bulgura göre sarı bulgurun kabukları çok daha fazla soyuluyor. Bu işlem sırasında tanenin özüne iniliyor ve lif oranında yüzde 40’ı geçen kayıplar oluşuyor. Böylece bulgur hem besin değerini kaybediyor hem de bulgurluktan çıkıyor. B12 hariç hemen hemen tüm B grubu vitaminleri, folik asit, E vitamini, çinko, magnezyum ve lif açısından zenginliğiyle ünlenen bulgur, işlendikçe ciddi besin kaybına uğruyor.” dedi.

KANSERİ ENGELLEYEN LİF AZALIYOR

Ve şöyle devam etti: “Buğdayın bulgura işlenmesi sırasında işlenme oranının artması; tanenin kabuk kısmının derin soyulmasına, bulgurun renginin sarıya dönmesine ve önemli besin kayıplarına neden oluyor. Çünkü buğday tanesinin kabuk kısmı liften, kabuğun hemen altında kısım ise B grubu vitaminlerinden zengindir. Benzer şekilde rengi sarartılmış, parlatılmış bulgurlarda aşırı uygulanan mekanik enerjiden dolayı vitaminlerde ve renk pigmentlerinde bozulmalar olduğu belirtiliyor. Bulgurun kendine özgü tadı da bu sarartma ve parlatma işlemi sırasında bozuluyor. Bu nedenle bulgurun doğal olanı, lif ve besin değeri en yüksek olanıdır.”

BULGURUN FAYDALARI

- Yüksek miktardaki lif içeriğinden dolayı doygunluk hissi vererek obeziteyi önlüyor.

- Bağırsak hareketlerini artırarak kabızlıktan koruyor.

- Bağırsak mikrobiyotasını olumlu yapılandırarak kansere karşı koruyucu kalkan oluyor.

- Yavaş emildiği için insülin direncinden uzak tutuyor.

 

İslam ve İhsan

EKMEK TARİFİ

Ekmek Tarifi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.