Bütün İnsanlık Onlara Hayran Oldu
Kur’ân’ın kısa bir sürede ortaya çıkardığı Asr-ı Saâdet bambaşka bir devir idi. Bütün dünya, o asrın güzîde toplumunu hayranlık içinde seyretti, bugün de hâlâ hayranlığını izhâr etmektedir.
Acaba 21. asırda dünyadaki bütün psikologlar, sosyologlar, pedagoglar, sosyal-antropologlar, toplum mühendisleri, filozoflar ve emsalleri bir araya gelseler, Asr-ı Saâdet toplumunun kâ’bına varabilecek kıvamda yüce hasletlerle donanmış birkaç insan terbiye edebilirler mi?
Asr-ı Saâdet’i meydana getiren Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye, bugün de hâlâ aynı tâzeliğini, tesirini ve geçerliliğini devam ettirmektedir. İslâm’a sarılan toplumlar, her zaman için âbâd olmakta, onu ihmâl ve terk edenler ise perişan olup gitmektedir. Nitekim İslâm’ın adâlet ve hürriyet prensiplerini inceleyen La Fayette (ö. 1834), Peygamber Efendimiz’i kastederek:
“Ey şanlı Arap! Sen ne kadar takdîr edilsen azdır! Zira Sen, adâletin tâ kendisini bulmuşsun!” diye hayranlığını dile getirmiştir. (Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, IX, 289)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Asr-ı Saâdet Toplumu, Erkam Yayınları