Buza’a Kuyusunun Suyu Hakkında Hadisler

“Su temizdir, onu bir şey pis edemez” hadisi ne anlatmak istiyor? Buza’a kuyusunun suyu ile ilgili hadis-i şerifler.

- Ebû Said el-Hudrî radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e Buza’a kuyusundan abdest alalım mı? Oraya kadınların ay hali bezi, köpek ölüsü ve kokmuş şeyler atılıyor diye soruldu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“-Su temizdir, onu bir şey pis edemez, cevabını verdi.” (Ebû Dâvûd, Taharet, 34/66)

*

Ebû Said el-Hudrî radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e; sana Buza’a kuyusundan su veriliyor halbuki o, öyle bir kuyu ki; içine köpek eti, kadınların aybaşı (silinti) bezi insan pisliği atılıyor denildi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in:

“-Su temizdir, (ve temizleyicidir) onu bir şey pisleyemez, cevabını verdiğini işittim.” (Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 59, n. 66, c. 1, s. 95; Neseî Kitâb’ut-Tahâret, n. 327-328 c. 1)

Ebû Dâvud dedi ki:

Guteybe bin Said’in şöyle dediğini işittim:

Buza’a kuyusunun bekçisine kuyunun derinliğini sordum, suyu en çok olduğu vakit kasığa kadar çıkar dedi, en az olduğu vakit nasıl dedim: Etekten aşağı iner dedi.

Ebû Dâvud dedi ki: Buza’a kuyusunu pardüsemi üzerine uzatmak sûretiyle ölçtüm. Sonrada pardüsemi ölçtüm onun eni 6 zira idi. Bostan kapusunu bana açıp bahçeye sokan kimseye bunun binası yapıldığı şekilden başka şekle değiştirildi mi diye sordum:

Hayır değiştirilmedi dedi, benim orada gördüğüm suyun rengi değişmişti. (Ebû Dâvûd, Taharet, 34/67)

Hadisin Açıklaması

Buza’a bir mevki ismidir veya kirli şeylerin atıldığı belli bir mevkidir. Fakat en doğrusu Buza’a Beni Saide’nin avlusudur. Orası biraz çukurca gibi olup, içinde bir de kuyusu vardır. Herkes buradan su alır, buna rağmen suyu bitmezdi, yağmurlar çok yağıp sel gitmeye başlayınca, kuyuyu sel basardı. Sel suları yukarıya atılan hayvan ölülerine, aybaşı kanı silinmiş sonra atılmış bezlere, şehir haricine atılmış kokmuş artıklara dokunuyordu. Buza’a kuyusunu bastığı zaman onu da kirletmiş olma ihtimali vardı.

Ashab-ı kirâm bu şüphelerini gidermek için Rasûlullah Efendimiz’den sallallahu aleyhi ve sellem’e bu kuyunun hükmünü sordular. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de bu kuyunun suyunun çokluğu dolayısı ile akarsu hükmünde olduğunu bildirerek “su temizdir, onu hiçbir şey pis edemez” buyurdu.

Hadisin metnine bakılırsa, ölmüş köpeklerin, kokmuş artıkların kirli bezlerin bizzat kuyuya atılmış olduğu manâsı anlaşılıyorsa da sel sularının kuyuyu basması sebebiyle bunlar sanki kuyunun kendisine atılıyormuş gibi bir ifade ile sorulmuştur.

Yoksa herkesin su aldığı bir kuyuya imanda en yüksek tabakada da bulunan Ashab-ı kirâm nasıl pislik atabilirler.

Bu kuyu başında bekçisi bulunan bir bostan içinde idi. Eni 6 arşındı, içinde insanın yarısına çıkacak kadar su bulunurdu. Azaldığı zamanda su baldıra kadar çıkardı.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

SU İLE İLGİLİ HADİSLER

Su ile İlgili Hadisler

SUYU NECİS EDEN ŞEYLER İLE İLGİLİ HADİSLER

Suyu Necis Eden Şeyler ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.