Buzlu Dondurma Yerken Dikkat Edin!

Seyyar arabalarda satılan, merdiven altı üretilen ambalajsız dondurmaların hazırlanma ve saklanma koşullarına bağlı olarak içinde oluşan buz kristallerinin boğazda doku yırtılmalarına ve yemek borusunda delinmelere neden olabileceği bildirildi.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Coşkun, dondurmanın zararlı bir yiyecek olmadığını, aksine besleyici ve vücudun su ihtiyacını gidermeye yardımcı olduğunu söyledi.

Ambalajsız bazı dondurmaların, özellikle merdiven altı üretilenlerin insan sağlığını ciddi ölçüde etkileyebileceğine dikkati çeken Coşkun, "Dondurma, çok yüksek kalorili besleyici bir ürün olduğu için zararlı mikoorganizmaları da besliyor. Açıkta satılan dondurmalar, eğer uygun şartlarda saklanmıyorsa çok kısa sürede mikroorganizmalar çoğalır ve tüketen kişiyi hasta eder. Bu da ishal, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, bulantı ve kusmaya neden olur." dedi.

Çok nadiren görülen "botulinum zehirlenmesi" gibi bir durumun da ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Coşkun, "Genellikle konservelerde üreyen botulinum bakterisinin, dondurmada da üreyebilir. Çok nadir görülen bu durum, çok ağır bir zehirlenme tablosuna yol açar ve ölümle bile sonuçlanabilir." diye konuştu.

Coşkun, ambalajsız kalitesiz dondurmaların içinde buz kristallerinin ciddi riskler taşıdığını belirterek, "Buz kristalleri küçükse ağzımıza girdiği andan itibaren birkaç saniye içinde eriyeceği için fazla bir zararı olmaz. Büyük buz kristalleri ise boğazdan geçerken dokuda yırtılmaya neden olabilir. Bu yırtılma, küçük boyuttaysa sonrasında birkaç günlük bir enfeksiyon gelişir ve kendiliğinden iyileşir. Çok büyük boyutlardaki kristaller de yemek borusunda delinmelere neden olabilir ve nefes borusunun ağzını tıkayarak, boğulmaya yol açabilir. Bunlar, genellikle küçük çocuklarda görülen risklerdir çünkü yemek ve nefes borusunun çapı, kişi büyüdükçe büyür. Dolayısıyla yetişkinler, büyük bir parça buz kristalini hiçbir zarar görmeden yutarken, bu durum, küçük çocuklarda dokularda zedelenmelere ve hasarlara yol açabilir. Bu nedenle dondurmanın hazırlanış şartlarına ve yapılış şekline dikkat etmek gerekiyor."şeklinde konuştu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.