Çağın Hastalığı: Uykusuzluk

Uzmanlar, 3 aydan uzun süren uykusuzluğun "insomnia" hastalığının haberci olduğunu söyledi.

Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Ertuğrul Uzar ve Psikiyatri Uzmanı Uz. Psk. Ebru Öztepe Yavaşçı, ‘uykusuzluk’ hakkında nörolojik ve psikolojik değerlendirmelerde bulundu. Uykusuzluğun (insomnia) çok sık görülen ve çok ciddi ekonomik kayıplara sebebiyet veren bir rahatsızlık olduğunu ifade eden Uzar, “Uykusuzluk, uykuya dalmada zorluk, uykunun bölünmesi ve tekrar uyuyamama veya istenilenden önce uyanma durumudur. Toplumda hastaların çok büyük bir kısmı teşhis konmaksızın çaresiz halde kalmaktadırlar. Uyku, aşırı endişe ve çökkün duygu durumu gibi birçok iç faktörlere hassastır. Dış faktörler olarak geçici stresler, hastalık, kaza, evlenme, boşanma, eğitim, meslek edinme, gelir seviyesinde azalma, işsiz kalma, aşırı gürültü, yüksek veya düşük ısılar, rahatsız yatak, yüksek rakım, ‘jet lag’, ilaç bırakma, alışık olunmayan şartlarda uyuma en sık görülen sebeplerdir” dedi.

UYKUSUZLUK NELERE YOL AÇIYOR?

Bazı uykusuzluk problemlerinin psikiyatrik bozukluklar olmaksızın ortaya çıktığını ifade eden Uzar, “Ayrıca, bazı ilaçlar, madde kullanımı, huzursuz bacak sendromu, vücudun herhangi bir yerinde ağrı, bilekte sinir sıkışması, sinir damarlarında etkilenme (polinöropati), vardiyalı iş uyku bozukluğu, ‘jetlag’ uykusuzluğun sebepleri arasındadır. Keyif amacıyla alınan ilaç veya madde kullanımı, kafein de uykusuzlukta rol oynayabilir. Huzursuz bacak hastalığı, kişinin uykuya dalma sırasında ayaklarda huzursuzluk, ağrı, yanma veya anormal hisler sonucu ayaklarını hareket ettirmek ve dolaşmak ister ve bu yüzden uykuya dalamaz. Yetişkinlerin yaklaşık üçte birinde yıl içinde bir veya daha fazla dönem uykusuzluk problemi belirlenmiştir. Toplumda yüzde 10-15 kişide uykusuzluk mevcuttur. Yaşla birlikte uykusuzlukta artış gösterir. Ayrıca özellikle ileri yaşta görülen Alzheimer hastalığı ve Parkinson hastalığı gibi hastalıklarda uykusuzluk sık görülür. Tedavi edilmeyen uykusuzluk ciddi olarak sosyal ve mesleki problemlere, dikkat dağınıklığı ve hafızada bozulmaya sebep olur. Bazı depresyon ilaçları uykusuzluğun yanı sıra uykuda bacakları hareket ettirme isteği ayaklarda huzursuzluk ve uykuya dalmada güçlük yapabilir. Uykusuzluğu olan kişinin tam bir nörolojik muayene ve psikiyatri konsültasyonu yapılmalıdır. Hastalardan uyku günlüğünü doldurması istenir. Gün içi kısa gündüz uykuları veya değişken yatma/uyanma saatlerinin tespiti için önemlidir. Tanı konduktan sonra hastaya davranışlarını düzeltme, altta yatan nedeni ortadan kaldırma ve uygun ilaç tedavisi verilir. Hastanın uykuda ayakları hareket ettirme huzursuzluk ayaklarda ağrı varsa uyku testi yapılması gerekir” şeklinde konuştu.

Psikiyatri Uzmanı Uzm Psk. Ebru Öztepe Yavaşça ise, “Uyku ölümün kardeşi olarak biliniyor. Uyku ile yapılan uzun çalışmalar sonucunda ilk kez 1978 yılında “Sleep” adıyla dergi çıkarılmış ve 1979 yılında da American Sleep Disorders Association (ASDA) uyku ve uyanıklık bozukluklarının tanı sınıflamasını yayınlamıştır. Uyku bozukluklarının oldukça geniş bir yelpazesi vardır. Bu yelpazenin bir parçası olan insomnia ve psikiyatrik bozukluklardaki uyku değişiklikleri ruh sağlığında en önem arz eden durumlardır. İnsomnia, uykuya dalma, uykuyu sürdürme ve sonlandırmaya ilişkin, dinlendirici olmayan uyku olarak kabul edilmektedir. Bu özelliklerin her biri insomnia tanımı için yeterli olmakla birlikte, bunların hepsi bir arada da olabilmektedir. Aslında insomnia ile kastedilen şey, kişilerin yeteri süre ve zaman diliminde uyuyamadığı için dinlenemediği ve yeni bir güne hazır olamadığı durumlar olarak tanımlanabilir. Burada vurgulanması gereken diğer bir nokta da uyku sorununun işlevselliği bozması ve başka bir nedene bağlı olarak oluşmamasıdır. İnsomnia tanısı koyarken uyku sorununun bir aydır devam etmesi de önemlidir. İnsanların yüzde 50'si yaşamlarının bir döneminde insomnia sorunu yaşamaktadır. Bunların yarısı uyku sorunlarının ciddi boyutta olduğunu ifade eder. İnsomnia yüzde 10-20 oranda ağır ve kalıcı olur. Türkiye'de ortalama yüzde 22 oranında insomnia varlığı tespit edilmiştir” dedi.

Kaliteli bir uyku için alınan tedbirlere uyku hijyeni dendiğini ifade eden Yavaşçı, “Uyku hijyeni için uyku öncesi mutat alışkanlıklar belirlenmeli. Mesela yatmadan 1 saat önce duş almak ya da kitap okumak gibi. Yatak, televizyon seyretmek, yemek yeme gibi işler için kullanılmamalı. Yatak odası rahat olmalı; oda ısısının azlığı çokluğu, gürültü, ışık gibi. Farklı yerlerde yatmamaya özen gösterilmeli. Eğer gündüz uyunursa 15-20 dakikadan daha uzun olmamalı. Uyanınca yatakta uzun süre kalınmamalı” diye konuştu.

gece_uyanmak

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.