Câmi Ne Demek? Kısaca Anlamı Nedir?

Câmi ne demek? Câmi kelimesinin anlamı nedir? Câmi'nin İslam'daki yeri ve önemi nedir?

Dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, birleştirmek, elbise giymek anlamındaki "c-m-`a" kökünden türeyen câmi', toplayan, bir araya getiren, birleştiren, müellif, mürettip demektir.

Dinî terim olarak, toplu ibâdet edilen yerlere denir. Kur'ân ve sünnette câmi, mescid kavramı ile ifade edilmiştir. Mescid; secde edilen yer demektir.

Yeryüzünde ilk yapılan mescid, Mekke'deki Mescid-i Haram'dır (Müslim, Mesâcid, 1). Hz. Muhammed (a.s.)'in ilk yaptığı mescid ise Medine yakınındaki Kuba Mescidi, daha sonra da Mescid-i Nebevî'dir.

Mescidler; beldelerin Allah'a en sevimli mekânları (Müslim, Mesâcid, 288) ve Allah'ın evleridir (Münâvî, II,445).

Kur'ân ve sünnette camilerin yapımı, bakımı, temizliği ve cemaatine çok önem verilmiştir. Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe îman eden, namaz kılıp zekat veren ve sadece Allah'tan korkan kimselerin imar edeceği (Tevbe, 9/18), Allah için bir mescid bina edene Allah'ın da o kimse için cennette bir köşk bina edeceği (Münzirî, Terğîb, I/193), buna mukabil Allah'ın mescidlerinde Allah'ın adının anılmasına ve mescidlerin harap olmasına çalışanların en zalim kimseler olduğu (Bakara, 2/114) bildirilmiştir.

Camilerde sadece Allah'a ibadet edilmesi (Cin, 72/18), camilere güzel-temiz elbiselerle gidilmesi (A'râf, 7/31), camilerin temizlenmesi (Bakara, 2/125; Hac, 22/26) Allah'ın emridir. Namazlarını camide cemaatle kılan müslüman 27 kat daha fazla sevap kazanır (Müslim, Mesacîd, 249, I, 450).

CAMİLER HAFTASI

Diyanet İşleri Başkanlığı, 1986 yılında Ekim ayının ilk haftasını camiler haftası ilan etmiştir. Camiler Haftasında, camilerin ve cemaatin önemi, yazı, va'z, konferans ve hutbelerde anlatılmakta, camiler ve çevresi gözden geçirilmekte, yıllık bakım, onarım ve temizliği yapılmaktadır.

Allah'ın sıfatı olarak câmi'; bütün erdemleri, iyilikleri ve nimetleri kendisinde toplayan; yeryüzünde hava, su, hayvan ve bitki gibi çeşitli varlıkları, soğuk-sıcak, yaş-kuru gibi zıdları bir arada tutan, kalpleri bir inanç ve düşüncede birleştiren; kıyâmet gününde insanları hesap için diriltip çürümüş uzuvları bir araya getiren ve mahşer yerinde toplayan demektir.

Kur'ân'da Allah'ın sıfatı olarak iki âyette geçmiştir: "Rabbimiz, Sen insanları, asla şüphe olmayan bir günde toplayacaksın. (câmiu'n-nâs) Şüphesiz Allah sözünden dönmez." (Âl-i İmrân, 3/9); "Allah, munafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayıcıdır." (Nisâ, 4/140).

Allah'ın bu vasfı, Kur'ân'da, "ceme'a-yecme'u" fiiliyle de ifade edilmiştir: "De ki: Allah sizi yaşatıyor, sonra öldürecek, sonra sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamette toplayacaktır..." (Câsiye, 45/26). Allah bütün insanları kıyamet günü bir araya toplayacağı için bugüne "yevmü'l-cem'" (toplanma günü) denilmiştir (Şûrâ, 42/7). "İnsan, biz kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? Evet biz onların parmak uçlarını (izlerini) yapıp düzeltmeye kâdiriz." (Kıyâme, 75/3-4)

Hadis ilminde câmi, konularına göre hadisleri toplayan eserlere denir. Buhârî ve Müslim'in el-Camiu's-Sahîh adlı eserleri camilerin en meşhur iki örneğidir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.