Camiye Bıraktığı Notla 'helâllik' İstedi

Muğla'nın Bodrum ilçesinde bir vatandaş, cep telefonunu camide şarj ettikten sonra imama "helallik" notu ve bir miktar para bıraktı.

Muğla'nın Bodrum ilçesinde bir vatandaş  camide cep telefonunu şarj ettikten sonra imama  "helallik" isteyen notla bir  miktar para bıraktı. Bodrum İskele Meydanı'ndaki tarihi Kızılhisarlı Mustafa Paşa  Camisi'nde bir vatandaş, cep telefonunu şarj ettikten sonra imamın kapı eşiğine,  üzerinde "Hocam telefon şarjı için elektrik kullandım. Sadaka olarak helal edin"  yazılı bir not ve yanına bir miktar madeni para bıraktı. Akşam namazı için camiye  gelen din görevlileri, notu görünce duygulandı. Cami imamı Mücahit Şahin, ilk kez  böyle bir olayla karşılaştığını söyledi. Şahin, caminin özellikle yaz  dönemlerinde yabancı turistler ve misafirlerin gelip ziyaret ettiği yerlerden  olduğunu belirterek, "Bu olay ikindi ve akşam namazı arasında yaşandı. Kardeşimiz  telefonunu camide şarj etmiş ve caminin elektriğini kullandığı için bizlerden  helallik olarak cüzi bir miktarda ama manevi değeri yüksek bir para bırakmış. Bu  bizler için çok büyük bir örnektir. Bu kardeşimizden Allah razı olsun." dedi.

"İNŞALLAH BU GİBİ KARDEŞLERİMİZ HER ZAMAN ÇOĞALIR"

Notu bırakan kişiye haklarını canı gönülden helal ettiklerini dile  getiren Şahin, "Hakkını helal et diye bir not bırakmış. Bizlerden canı gönülden  helal olsun. İnşallah bu gibi kardeşlerimiz her zaman çoğalır ve Müslümanlık  erişebildiği yere erişir." diye konuştu. Olaya şahit olanlardan Tepecik Camisi imamı Yüksek Kılınçarslan da  akşam ezanını okumak için camiye geldiklerinde böyle güzel bir notla  karşılaştıklarını söyledi. Notun yanında para olduğunu görünce şaşırdıklarını  dile getiren Kılınçarslan, "Çok ilginç ve enteresan bir olay. Kardeşimizi de  görünce duygulandık. 'Demek ki böyle insanlar var' dedik. Yapılan bu tür  iyilikler duyurulmalı." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.