Çamlıca Camisi Hakkında Bilgi

63 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir külliye olarak tasarlanan Çamlıca Camiî, Türkiye’nin İstanbul şehrinde yer alan bir camidir. 2013’te Üsküdar Çamlıca’da yapımına başlanan ve 2019’da ibadete açılan cami, Türkiye’nin en büyük camisidir.

Temeli 2013 yılında atılan, 63 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir külliye olarak tasarlanan Türkiye’nin en büyük camisi Büyük Çamlıca Camisi’nin resmi açılışı 2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirildi.

İSTANBUL’UN YENİ SEMBOLLERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİ

Osmanlı-Selçuklu mimari tarzı ile bugünün çizgilerinin bütünleştiği Büyük Çamlıca Camisi, İstanbul’un yeni sembollerinden biri oldu.

Görkemli mimarisiyle İstanbul’un her noktasından rahatlıkla görülebilen cami, bu heybetli yapısına yakışır anlamda bazı rakamsal büyüklükleri de ihtiva ediyor.

İçine girildiği andan itibaren İstanbul’un simgesi haline gelen selatin camilerinin adeta devamı hissini uyandıran Büyük Çamlıca Camisi, her bir bölümünde en ince ayrıntısına kadar düşünülen detaylarıyla ilgi çekiyor.

Caminin yanı sıra müze, sanat galerisi, kütüphane, konferans salonu, sanat atölyesi ve otoparkın da yer aldığı Büyük Çamlıca Camisi’nin inşasında birçok yenilik ve farklılık da hayata geçirildi.

ÇAMLICA CAMİSİ’NİN ÖZELLİKLERİ

İmanın şartını temsilen 6 minareli inşa edilen Büyük Çamlıca Camisi’nin üç şerefeli 4 minaresi Malazgirt Zaferi’ne ithafen 107,1 metre, iki şerefeli 2 minaresi ise 90 metre yüksekliğinde yapıldı.

Caminin 72 metre yükseklikteki ana kubbesi İstanbul’da yaşayan 72 milleti, 34 metre çapındaki kubbesi İstanbul’u simgeliyor.

Kubbenin iç yüzeyine, 16 Türk devletine ithafen Allah’ın isimlerinden 16’sı, Haşr Suresi’nin son iki ayetinden istifade edilerek yazıldı.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ALEMİNE SAHİP

Ana kubbenin üzerine 3,12 metre genişliğinde, 7,77 metre yüksekliğinde, 4,5 ton ağırlığında alem yerleştirildi. Nanoteknolojiyle renklendirilen ve 3 parçadan oluşan alem, dünyanın en büyüğü olma özelliğini taşıyor.

Caminin dışarıdan ana avluya girişinde yer alan ve mermerle kaplanan taç kapı, büyüklüğüyle de göz dolduruyor. Taç kapının avlunun içine bakan kısmında, Kasas Suresi’nin 77. ayeti yer alıyor. Caminin içine girilen kapının üzerine ise Al-i İmran Suresi’nin 132-136. ayetleri işlendi.

Caminin kubbe altındaki dört ayrı bölümde yer alan aslan göğüslerine, paslanmaz çelikten nanoteknolojiyle üretilen hatla Arapça “Ey ihtiyaçları gideren”, “Dualara icabet eden”, “Sesleri duyan”, “Dualarımızı kabul et” sözleri yazıldı. Yine nanoteknoloji ürünü 220 metre boyunda ve yaklaşık 9 bin parçadan oluşan Fetih Suresi’nin tamamı, kubbe altındaki kemerlere monte edildi.

Büyük Çamlıca Camisi, halı serili alanında 25 bin olmak üzere 63 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir cami kompleksi olarak tasarlandı. Camide aynı anda 8 cenazenin namazı kılınabilecek.

Cami, ibadet alanının yanı sıra 11 bin metrekarelik müze, 3 bin 500 metrekarelik sanat galerisi, 3 bin metrekarelik kütüphane, bin kişilik konferans salonu, 8 sanat atölyesi, 3 bin 500 araçlık kapalı otoparkı bünyesinde barındırıyor.

Cami, ses, ışık, ısıtma, havalandırma, güvenlik ve zayıf akım sistemleriyle de farkını ortaya koyuyor.

Büyük Çamlıca Camisi’ne yüzde yüz antibakteriyel özelliğe sahip, 17 bin metrekare büyüklüğünde özel dokuma halı serildi.

Cami, 5 metre genişliğinde, 6,5 metre yüksekliğinde ve 6 ton ağırlığındaki ana kapısıyla, dünyadaki en büyük ibadethane kapılarından birine sahip. Kapı, Konya’da geleneksel Türk ahşap sanatının en güzel örneği olan kündekari işçilik denilen çivisiz sistemle bir araya getirildi, sedef ve kaplama işleri ise İstanbul’da gerçekleştirildi.

Büyük Çamlıca Camisi’nin büyüklüğüyle orantılı olarak minberi ile vaaz kürsüsü de normallerine göre farklılıklarıyla dikkati çekiyor. Caminin minberi 21 metre yüksekliğinde ve gerek görüldüğünde asansörle çıkılabilecek. İstanbul’da sedefkarların bir yıllık çalışmasıyla hazırlanan vaaz kürsüsü yaklaşık 4 metre yüksekliğinde yapıldı.

Kaynak: AA

ÇAMLICA CAMİÎ NEREDE? - ÇAMLICA CAMİSİ’NE NASIL GİDİLİR? - HARİTA

İslam ve İhsan

İSTANBUL’DA GEZİLECEK YERLER

İstanbul’da Gezilecek Yerler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.