Çanakkale'de Askerlerin Yardımına Gelen Sır Neydi?
Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, 'Gönül Yolculuğu' adlı eserinde Çanakkale Destanını, 'iman' penceresinden değerlendiriyor.
İMAN NURLARI SAYESİNDE ALLAH'IN YARDIMINA MAZHAR OLDULAR
Çanakkale'de vatan müdafaası yapan askerlerimiz, gönüllerindeki engin îman nûru sayesinde Cenâb-ı Hakk’ın yardımına mazhar olmuş ve:
“Ey îman edenler! (Savaş için) bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebât edin ve Allâh’ı çok anın ki başarıya ulaşasınız.” (el-Enfâl, 45) âyet-i kerîmesinin canlı bir misâli olarak tarihe nakşolmuşlardır. Nitekim savaşta gâlip gelmek, sayıya değil, haklı olmaya, doğruluğa, îman ve mâneviyâta bağlıdır. Bu sebeple zafer tâcı, ekseriyetle kemmiyetten ziyâde keyfiyet sâhibi orduların başına konmuştur.
Türk nesillerine îman idealinin bir tâlimgâhı olan Çanakkale’de kahraman ordumuz:
“Allah mü’minlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da Allah üzerine hak bir vaattir. Allah’tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O hâlde O’nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” (et-Tevbe, 111) âyet-i celîlesinin muhtevâsına bürünmüşlerdir.
Böylece ezelde Cenâb-ı Hak ile yapmış oldukları ahde sadâkat göstermiş ve bu üstün vefâlarını, Allah yolunda canlarını seve seve vermek sûretiyle tescil ettirmişlerdir.
ŞEMSİ NENE VE ÇANAKKALE'YE UĞURLADIĞI EŞİ
Şu hâdiseler de, harp meydanında korkusuzca savaşıp toprağın sînesine şehâdet terennümleriyle baş koyan vefâkâr şehitlerimizin, hanımlarının da nasıl vefâlı bir gönle sahip olduğunu göstermesi bakımından ne kadar dikkat çekicidir:
Şemsi nene, küçük yaşta evlenmiş, kısa bir müddet evli kaldıktan sonra beyini yedek subay olarak askere göndermiş
bir hanımdı. Beyini Çanakkale’ye uğurladıktan sonra vefât edinceye kadar bir kez olsun adımını evden dışarı atmadı.
Bu hususu merak eden bir hanım kendisine:
“–Şemsi nene! Bugüne kadar niçin hiç sokağa çıkmadın?” diye merakla sordu. Aldığı cevap, bütün güzelliğiyle vefâkâr bir gönlün hâlet-i rûhîyesini ifâde etmekteydi:
“–Nasıl çıkarım evlâdım! Beyim Çanakkale’ye giderken, dış kapının arkasında ellerimi tuttu, gözlerimin içine bakarak «Sevgili Hanımım! Gençsin, güzelsin, gözüm arkada kalmasın. Ne olur söz ver bana! Ben gelinceye kadar sokağa çıkma.» dedi. Ben nasıl sokağa çıkabilirim.”
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, GÖNÜL YOLCULUĞU, Erkam Yayınları.
YORUMLAR
Bu iman dolu atalara da bir bakın birde bu laik çi Türkiye bakin yemek icmek acilip sacilmaktan yaptıkları bir sey yok neredeyse batıla kapılmayan yok Allah Osmanlı zamanına geri döndürür inşallah
İşte o Şemsi nene, Peygamber Efendimiz (SAV) hadisi şerifinde müjdelediği kadınlardan biri olmuştur. Peygamber Efendimiz (SAV) bir hadisi şerifinde buyururlar ki; Hazreti Enes (Radıyallahü Anh) anlatıyor; Bir gün kadınlar topluca Hazreti Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelerek; " Ey Allah'ın Resulü, erkekler Allah yolunda cihada çıkarak bütün fazileti ve şehitlik şerefini elde ettiler. Bizim için Allah yolunda bu fazileti elde edecek bir amel yok mudur?" diye dertlendiler. Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara şu cevabı verdi: "Evinizde yapacağınız hizmetleriniz size Allah yolundaki mücahitlerin sevabını kazandırır." Hadisi Şerif Meali, Müsned, nr. 3416; Bezzar, Müsned, nr.1475.