Cemaatle Namaz Kılmanın Hükmü Nedir?
İslam’da cemaatle namaz kılmanın hükmü nedir?
Hanefî ve Mâlikîler’e göre,[1] cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten akıllı erkekler için müekked sünnettir. Bu yüzden kadınlara, çocuklara, akıl hastalarına, kölelere, kötürümlere, hastalara, çok yaşlı kimselere cemaatle namaz kılmak için mescide gitmek gerekmez. Cemaatle namazın sünnet oluşu, “cemaatle namazın tek başına kılınandan yirmi yedi derece daha faziletli olduğunu” bildiren hadisin açık anlamına dayanır.
Şâfilere göre, farz namazlar için cemaate devam etmek hür ve bir yerde ikâmet edenler için farz-ı kifayedir. Böylece farz namazların cemaatle kılınışı İslâm’ın bir sembolü olmuştur. Buna göre, bir belde halkı bütün olarak cemaatle namazı terkederse, İslâm Devleti tarafından bunlara karşı savaş açılır. Hz.Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Üç kişi bir köyde veya sahrada bulunur ve aralarında cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara hakim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü sürüden ayrılan koyunu kurt kapar.” [2]
Hanbelîler’e göre[3] cemaatle namaz kılmak farz-ı ayndır. Bu görüşün dayandığı delil; “Sen onların içlerinde bulunup da namaz kıldırdığın zaman...” anlamındaki daha önce zikrettiğimiz âyettir. “Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin” [4] âyeti de bunu desteklemektedir. Hanbelîler bunun dışında çeşitli hadislere dayanmışlardır. Bir tanesi şöyledir: “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplanmasını emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra bir kimseye emredip imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm.” [5]
Hanefî ve Şâfiler’e göre, cemaatin en az sayısı imam ve ona uyan olmak üzere iki kişidir. Hatta uyan kişi çocuk da olabilir. Çünkü Hz.Peygamber (s.a.s), teheccüt namazında çocuk yaşta olan İbn Abbas (r.a)’a imamlık yapmış ve bir hadisinde; “İki kişi ve daha fazlası cemaattir” [6] buyurmuştur.
Dipnotlar:
[1] İbnu’l-Humâm, age, I, 243; İbn Âbidîn, age, I, 515; Meydânî Lübâb, I, 80; Zeylâî, Tebyînü’l-Hakâik, I, 132; İbn Rüşd, age, I, 136. [2] Ebû Dâvud, Salât, 47 [3] İbn Kudâme, Muğnî, II, 176 vd, Zühaylî, age, II, 150 [4] Bakara, 2/43. [5] Buhârî, Ezân, 29, 34; Müslim, Mesâcid, 251-254; Ebû Dâvud, Salât, 46; Tirmîzî, Salât, 48; Nesâî, İmâmet, 49. [6] Zeylâî, Nasbu’r-Râye, II, 198; bk. Kâsânî, age, I, 156; İbn Âbidîn, age, I, 517; İbn Kudâme, Muğnî, I, 178.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları