Cenâb-ı Hakk’a Götürülmeye En Lâyık Hediye

İHSAN

Cenâb-ı Hakk’a götürülmeye en lâyık hediye nedir?

Kula düşen, ilâhî azamet ve kudretin sonsuzluğu karşısında hiçlik ve acziyetini idrâk edebilmektir. Zira Rabbimiz, her şeyin yaratıcısı ve sahibidir. Dolayısıyla O, her varlıktan müstağnîdir.

CENÂB-I HAKK’A GÖTÜRÜLMEYE EN LÂYIK HEDİYE

O’na götürülebilecek hiçbir hediye yoktur ki O’nun sonsuz hazinesinde bulunmasın. O, hüsn-i mutlaktır; bütün güzelliklerin menşeidir. Bu yüzden varlıklar içinde en güzel ve kıymetli şey, Hakk’ın güzelliğine ayna olabilecek kadar saf ve berrak bir “kalp”tir. Cenâb-ı Hakk’a götürülmeye en lâyık hediye, Rabbimiz’in bizden istediği “kalb-i selîm”dir.

Şâir ne güzel söyler:

Sanma ey hâce kim senden zer ü sîm isterler

Yevme lâ yenfeu’da kalb-i selîm isterler

“Ey tâ­cir! San­ma ki sen­den al­tın ve gü­müş is­ter­ler. Mal ve ev­lâ­dın bi­le fay­da ver­me­ye­ce­ği he­sap gü­nün­de, an­cak kalb-i se­lîm is­ter­ler.”

Kalb-i selîm sahibi sâlih kul, gizli-saklı her şeyin açığa çıktığı hesap gününde Cenâb-ı Hakk’ın, O’nun Rasûlü’nün ve bütün âlemlerin huzûrunda mahcup ve rezil olmaktan emîn olur. O günün sıkıntı, çile ve zorluklarından da selâmete erer.

Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Rabbine şöyle niyazda bulunurdu:

“Allâh’ım! Sen’den dinde sebât isterim… Doğru söyleyen bir dil ve kalb-i selîm isterim…” (Tirmizî, Deavât, 23/3407)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Saadet Damlaları, Erkam Yayınları