Cenaze Namazı Defalarca Kılınan Şehit
Peygamberimizin (sav.) gönlünde bambaşka bir yeri olan ve cenaze namazını defalarca kıldırdığı şehit...
Uhud Harbi’nde Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ve bütün mü’minlerin en derin bir sûrette yüreklerini yakıp gönüllerini hüzne gark eden hâdise, şüphesiz ki İslâm ordusunun eşsiz kahramânı, Allâh’ın Arslanı Hazret-i Hamza -radıyallâhu anh-’ın vahşî bir şekilde şehîd edilmesi olmuştur.
“SABREDİP ECRİNİ ALLAH’TAN BEKLEYECEĞİM”
Harbin sonunda Hazret-i Safiye -radıyallâhu anhâ-, kardeşi Hazret-i Hamza -radıyallâhu anh-’ı görmek istedi. Bu niyetle şehidlerin bulunduğu tarafa yöneldi. Oğlu Zübeyr kendisini karşılayarak:
“–Rasûlullah geri dönmeni emrediyor anneciğim.” dedi. O ise:
“–Niçin? Kardeşimi görmeyeyim diye mi? Ben onun ne fecî bir şekilde kesilip doğrandığını biliyorum. O, Allah için bu musîbete dûçâr oldu. Zâten bizi de bundan başkası tesellî edemezdi. İnşâallah sabredip ecrini Allah’tan bekleyeceğim.” dedi.
Zübeyr, gidip annesinin söylediklerini Rasûl-i Ekrem Efendimiz’e bildirdi. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Öyleyse bırak görsün.” buyurdu. Safiye -radıyallâhu anhâ- da şehidlerin efendisi olma şerefine eren kardeşinin cesedi yanına gelerek içli içli duâ etti. (Bkz. İbn-i Hişâm, III, 48; İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 349)
KEFEN İÇİN KURA
Uhud’da yaşanan kâ‘bına varılmaz bir din kardeşliği manzarasını Zübeyr bin Avvâm -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:
“Annem Safiye, yanında getirdiği iki hırkayı çıkarıp:
«–Bunları kardeşim Hamza’ya kefen yapasınız diye getirdim.» dedi.
Hırkaları alıp Hamza’nın yanına gittik. Yanında Ensâr’dan bir başka şehid daha bulunuyordu ve henüz onu örtecek bir kefen bulunamamıştı. Hırkaların ikisini de Hamza’ya sarıp Ensârî’yi kefensiz bırakmaktan utandık. Hırkanın birisi Hamza’ya, öbürü de Ensârî’ye kefen olsun, dedik. Hırkalardan biri büyük diğeri küçük olduğu için de aralarında kura çektik.” (Ahmed, I, 165)
Bu duygu dolu manzaranın da ifâde ettiği gibi artık akrabâlık asabiyeti, yerini îman kardeşliğine terk ediyordu. Böylece ashâb tarafından, kıyâmete kadar gelecek bütün mü’minlere din kardeşliğini yaşama heyecanı sergileniyordu.
CENAZE NAMAZI DEFALARCA KILINAN ŞEHİT
Şehidlerin namazlarının kılınması için Hazret-i Hamza başta olmak üzere on şehid getiriliyor, namazdan sonra dokuzu defnediliyordu. Hazret-i Hamza’nın yanına dokuz şehid daha getiriliyor, tekrar cenâze namazı kılınıyordu. Böylece Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, amcası ve şehidlerin efendisi olan Hazret-i Hamza’nın cenâze namazını defalarca tekrarlamıştır.[1] Bu da, Hazret-i Hamza’nın Allah Rasûlü’nün gönlündeki yerini ifâdeye kâfîdir.
Dipnot:
[1] İbn-i Mâce, Cenâiz, 28.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları
YORUMLAR