Cennete Girecek Köpek
Sevgilerin zincirinden bir yol yapılarak Allah dostlarının rehberliğinde ancak Cenab-ı Hak’kın rızasına gidilebilir.
İnsan sevgiyle vardır. O “Habibim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” buyurarak sevgilerin en büyüğünü göstermiştir.
İki cihan güneşi olan sevgili de “ümmetim, ümmetim, ümmetim” diyerek, mayasında sevgiyi bizlere yansıtmıştır.
ALLAH’IN RIZASI NASIL KAZANILIR?
Evliyaullah sevgiye olan muhabbetleri sayesinde var olmuşlar, bir aşk halkası meydana getirerek tıpkı güneş ve yıldızlar misali Allah Resulü’nden aldıkları ilhamı insanoğluna altın tasta nur olarak sunmuşlardır. Hz. Musa (a.s.) Cenab-ı Hakk’a iltica ederek sorar:
“- Yarabbi, bana öyle bir amel söyle ki seni razı edeyim.” Hak Teâlâ cevaben buyurur:
“- Ya Musa benim sevdiklerimi sev, sevmediklerimi sevme.”
CENNETE GİRECEK KÖPEK
Gene, Ashab-ı Kehf zamanın zalim hükümdarından kaçarak bir mağaraya sığınırlar. Bir de köpekleri vardır yanlarında, adı “Kıtmir”... Köpek onları takip ederek, arkalarından mağaraya girer.
İşte, Kıtmir Allah dostlarının izinden gittiği onları sevdiği için ve bu bağlılığı yüzünden cennete girecektir. Köpek bile Hakk’ın sevdiklerine bağlılığının mükafatını alıyor.. Peki, ya insan!
Elbette ki adaletin sahibinin terazisi çok hassastır. Elbette ki iyi ya da kötü her ameli muhakkak bil-a kaydü şart bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Ve, muhakkak ki kişinin yaptıklarının muhasebesi ortaya çıkacak, sahibi sonuçtan sorumlu olacaktır.
Öyleyse sevmek!
“Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevmek.” Ve bu sevgiyi sermaye yapabilmek kendine...
Allah’ı sevenleri Allah için sevmek. Onlara muhabbet etmek iltifat etmek, aman sakın ola ki düşman olmamak, aleyhlerinde bulunmaktan kaçınmak.
Bir ağaç düşününüz. Hiç bakım yapılmıyor, aşı görmüyor, yağmur almıyor. Meyve vermesi için dışardan bir etki yapılmıyor kendisine... Ürün verebilir mi hiç?
Verse bile kaç mevsim devam eder bu. Mahkumdur eninde sonunda kurumaya. Mahkumdur harap olmaya, niteliksiz bir kütük olmaya... Ta ki gerekli bakımı olsun aşı yapılsın ki verimli bir ağaç olabilsin. İşte insan da böyledir.
Beşer, şaşar. Aşı yapılmazsa şaşmakla da kalmaz insan olma özelliğini kaybeder. Tabiri caizse verimsiz bir ağaç misali kütük oluverir.. O’nu yeniden hayata döndürmek için manevi hasletlerle bezenmiş bir “El” lazımdır. Ki gıdasını verebilsin...
Bu da muhabbetle olur. Sevgilerin zincirinden bir yol yapılarak Allah dostlarının rehberliğinde ancak Cenab-ı Hak’kın rızasına gidilebilir.
Kaynak: Recep Öncel, 1986 - Ekim, Sayı: 8