'cennetin Bedeli' Nedir?

Altınoluk Dergisi, Mart 2016 ile 31’inci yılından ay almaya başlıyor. 1986’dan 2016’ya kadar okuyucularıyla buluşan derginin, ilave ekler ve her yıl verdiği hediye kitaplarla her evde bir Altınoluk kütüphanesi oluştu. Altınoluk 361. sayısında "Cennetin Bedeli" kapak dosyasıyla çıkıyor.

Altınoluk. Şebnem. Altınçocuk. Ve hediye kitaplarla koca bir Altınoluk kütüphanesi...

Ayrıca her yıl Anadolu’da okuyucularımızla buluşma niteliğinde yüzlerce diye ifade edilebilecek toplantılar. Yüzlerce yazar evlerinize konuk oldu bir düşünsenize.

Zaman zaman Anadolu’daki gezilerimizde “Yuvamız’ın çıktığı günden beri Altınoluk’la birlikteyiz” diyen yetişmiş, ülke içinde sorumluluk üstlenmiş insanlara rastlıyoruz. Altınoluk çıktığında onun çocuk – aile eki Yuvamız’ı okuyan 10 yaşındaki bir çocuk, bugün 40 yaşını aşmış olacak. İlkokulu, orta okulu, liseyi, üniversiteyi bitirmiş, akademik kariyer edinmiş ya da bürokraside, siyasette sorumluluk üstlenmiş bir insan olacak.

Bu süre zarfında iyi şeyler söylendiğine inanıyoruz. Yuvamız – Altınçocuk’la çocuklarımızın terütaze pırıl pırıl dünyasına, Şebnem’le genç kızlarımızın kadınlarımızın dünyasına ve Altınoluk’la 7’den 70’e herkesin dünyasına müspet değerler taşıma derdinde olduk. İyi insanı, güzel Müslümanı, Rahmet Peygamberi’nin izinde, rahmet insanının kişilik kodlarını işaretlemeye çalıştık. İnanıyoruz ki Altınoluk’la birlikte yürüyenler en azından “Nerede olursam olayım Allah benimle beraber” gibi bir idrak çabasındadır, “Allah’ı görüyormuş gibi bir hayat yaşama” sorumluluğundadır. Bu da az bir şey değildir.

CENNETİN BEDELİ 

İşte 361’inci sayımız.

“Cennetin Bedeli” başlıklı dosyamızla ellerinizde.

Allah Teala “Koşun, diye hitap ediyor, Rabbinizin mağfiretine koşun, ve takva sahipleri için hazırlanmış gökler ve yer genişliğinde olan cennete koşun.” (Ali İmran, 133)

Oraya koşmak lazım.

Orası gözden çıkarılacak yer değil.

Oraya bu dünyada iken koşmak lazım.

Orası müttekıyler için hazırlanmış.

O zaman bu dünyada müttekıy olmak lazım.

O zaman bu dünyada iken Rabbin mağfiretine mazhar olacak bir koşu içinde bulunmak lazım.

Altınoluk böyle işte. Kur’an’a başvuruyor, Rasulullah’ın kutlu sözlerine başvuruyor ve oradan kendisi için, elele tutuştuğu dostları için yol haritaları çıkarıyor.

Ah şu yolculuklarımızın ucu cennete ve Halik-ı Zülcelal’in cemalini seyre çıksa.

Yolda bulunmakta ısrarlı olmak lazım. Hedefi kaybetmemek lazım. Rotadan çıkmamak lazım. Başka hesaplar içinde olanlarla değil, tam da bu işte, bu cennet yolculuğunda sadık olanlarla beraber olmaya itina etmek lazım.

Ve bunun bedelinin farkında olup, hayatımızı o bedel ekseninde inşa etme hassasiyetini kaybetmemek lazım.

Rabbimiz yoluculuğumuzu kolay eylesin. Gideceğimiz yerde sevinç bulmayı nasib eylesin. Amin.

ALTINOLUK’TA [MART 2016] NELER VAR?

Osman Nuri Topbaş, Cennet Alışverişi,altinoluk_361

Ahmet Taşgetiren, Hedef Cennet İse...,

Dr. Adem Ergül, Sa'y ü Gayret Sabır ve Cennet,

Prof. Dr. Süleyman Derin, Cennetten Vazgeçmek Mi?,

Nureddin Yıldız, Kur'ân Aşısı,

Rabia Brodbeck, Din Sevmektir,

Doç. Dr. Kerim Buladı, Erdemli Toplumun İnşasında Temel Kurallar,

Ali Rıza Temel, Savaşmadan Kazanmak,

Mehmet Dinç, Çalışmayın Dinlenin!,

Prof. Dr. İrfan Gündüz, Karakter Eğitimi ve Rol Model,

Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, Akif'in Sessizliği,

Mustafa Eriş, Gençlerden Ders Alan Var Mı?

Y. Selman Tan, Dursun Aksoy Ağabey ile vefatından önce yaptığı röportajın ikinci kısmını yayınlıyor.

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.