'cennetteki Annem Artık Üzülmeyecek'

Suriye'nin Halep kentinde, uçakların bombalı saldırısında iki bacağını kaybeden 7 yaşındaki Muhammed Ali, hediye edilen protez bacakla yürüyeceği için aynı saldırıda yaşamını yitiren annesinin artık üzülmeyeceğini düşünüyor.

Suriyeli Muhammed Ali, savaşın acımasız yüzünü gören Suriyeli çocuklardan sadece biri. Yaklaşık bir yıl önce rejim uçaklarının bombalı saldırısında, bulundukları binanın başlarına yıkılmasıyla bacaklarını kaybeden 7 yaşındaki Muhammed'in annesi Fatma yaşamını yitirdi, kız kardeşleri 5 yaşındaki Cinan ile 3 yaşındaki Ravan yaralandı.

ELLERİ OLDUĞU İÇİN ŞÜKREDİYOR

Muhammed, hayatını aylarca dört duvar arasında sürdürmesine rağmen en azından elleri olduğu için şükretmesini bildi. En çok da durumuna, sürekli yanında hissettiği annesinin üzüleceğini düşünen Muhammed'in yüzü, medyada çıkan haberler sonrası hayırseverlerin hediye ettiği protez bacakla güldü.

Yeniden ayağa kalkan çocuk, kendilerini izlediğini düşündüğü annesinin, artık yürüyebildiği için mutlu olacağına inanıyor.

Her şeye rağmen gülmesini bilen Muhammed ve kardeşleri, bir poşet içerisinde kendilerine getirilen çikolatalardan sadece birer tane alıp, fazlasını babalarına vererek, adeta hayattan çok fazla beklentileri olmadığını ve küçük şeylerle mutlu olabildiklerini gösterdi.

YAŞITLARIM GİBİ OYNAYABİLECEĞİM

Muhammed, yeniden yürüyebildiği için mutluluğunu dile getirirken annesini çok özlediğini söyledi. Konya'ya yerleştikten sonra hayırseverlerin kendilerine sahip çıktığını ifade eden Ali, "Protez bacağım olduğu için mutlu oldum. Ellerimin yardımıyla hareket etmek zor oluyordu. Okula gideceğim. Cennetteki annem protez bacağımla yürüyebildiğim için artık üzülmeyecek, mutlu olacak. Ben de yaşıtlarım gibi oynayabileceğim, dışarı çıkacağım." diye konuştu.

KOŞARAK ANNESİNE GİDEBİLECEK

Yeni bir evlilik yapan baba Atiye Ali, başlarına gelenler sonrası en çok oğlu Muhammed'in durumuna üzüldüğünü söyledi. Hayattaki en büyük destekçisinin evlatları olduğunu anlatan Ali, savaşın birçok insanın hayatını alt üst ettiğini, ana kuzularını annesiz, babasız bıraktığını vurguladı.

Ali, oğlunun yüzünün Türkiye'de güldüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Daha önce bir protez bacak verilmişti. O kırıldı ve oğlumun bacağında yaralar oluştu. Çok şükür hayırseverler ikinci bir protez verdi. Protez bacaklarını ilk taktığında yaşadığı mutluluğu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Artık oğlum kendisini engelli gibi hissetmiyor. Muhammed en çok, sürekli yanlarında olduğuna inandığı annesinin, bacakları olmadığı için üzülmeyeceğini düşünüyor. Cennette bekleyen annesine protez bacaklarıyla koşarak gideceğine inanıyor."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.