Çevreyi Korumak İçin Pazar Filesi Örüyorlar

İzmir'de naylon poşetlerin gelişi güzel atılıp doğaya zarar verdiğini gören 81 yaşındaki Mustafa Ön ve eşi 64 yaşındaki Aysel Ön, evlerinin önüne kurdukları tezgahta ördükleri fileleri satıyor.

İzmir'in Karaburun ilçesinde yaşayan 81 yaşındaki Mustafa Ön ve eşi Aysel Ön, ördükleri rengarenk pazar fileleriyle pazar alışverişinde naylon poşet kullanımının önüne geçmeyi hedefliyor.

Karaburun'da 40 yıla yakın yat ustalığı yapan Mustafa Ön, büyük balıkçı teknelerinde makinistlik yaptığı dönemde balıkçılardan ağ onarımını öğrendi. 20 yıl önce aktif çalışma hayatına nokta koyan Ön, naylon poşetlerin gelişi güzel atılıp doğaya zarar verdiğini gördükten sonra pazar filesi örmeye başladı.

Önceleri hobi olarak bu işi yapan Ön, bir süre sonra semt pazarının yakınındaki evinin girişine file tezgahı kurdu. İlerleyen yaşına rağmen her sabah tezgahının başına geçen Ön'e eşi Aysel Ön de destek olmaya başladı. Yaptıkları filelerle herkesin dikkatini çeken Ön çifti, ele emeği ürünlerini 5 liradan satıyor.

BU UĞRAŞ BENİ CANLI TUTUYOR

Mustafa Ön, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işini çok sevdiği için geliştirdiğini, vatandaşların talebi üzerine değişik renklerde pazar filesi ördüğünü söyledi.

Çalışırken tüm dert ve sıkıntılarını unuttuğunu anlatan Ön, "81 yaşındayım, boş oturunca sıkılıyorum. Kahvehane alışkanlığım yok, file örerken mutlu oluyorum. Bu uğraş beni canlı tutuyor." dedi.

Yaptığı işten ekonomik beklentisinin olmadığını vurgulayan Ön, şunları dile getirdi:

"Naylon poşetin çevreye verdiği zararı gördükten sonra file örmeye karar verdim. Eskiden insanlar pazar alışverişlerinde fileyi tercih ederdi. Yaptığım filelerin vatandaşlar tarafından kullanıldığını görünce seviniyorum. Bu olay milletin doğa sevgisinden kaynaklanan bir şey. Fileleri 5 liraya satıyorum, bana 3 lira kalıyor. Filenin gözlerini tek tek ördüğüm için uzun sürüyor. Günde 4 tane örebiliyorum."

Aysel Öz de hayat arkadaşıyla aynı tezgahta file örmeye başladığını söyleyerek, "Yaptığımız iş sayesinde doğayı da koruduğumuzu düşünüyorum. Bu işi yaparken çok rahatlıyorum. İşlerimiz yaz aylarında daha iyi oluyor." diye konuştu.

Karaburun sakinlerinden Sermin Yasa da mümkün olduğunca naylon poşet kullanmadığını ifade etti.

Bilal Korkmaz da rengarenk filelerin satıldığı tezgahı görünce etkilendiğini aktardı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.