Cibaliya Mülteci Kampı'ndan Geri Çekilen İsrail, Geride Filistinlilere Ait Onlarca Cansız Beden Bıraktı

İsrail güçlerinin çekilmesinin ardından bölgeye giden sağlık ve sivil savunma ekipleri ilk belirlemelere göre 20'si çocuk, 70 Filistinlinin cansız bedenine ulaştı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'nda yaklaşık 20 gün süren saldırılar sonrası çekilmesinin ardından sivil savunma ekipleri 20'si çocuk, 70 kişinin cansız bedenine ulaştı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail askerlerinin yaklaşık 3 haftadır saldırılar düzenlediği Cibaliye Mülteci Kampı'nda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Askerlerin geri çekilmesinin ardından bölgeye giden sağlık ve sivil savunma ekipleri ilk belirlemelere göre 20'si çocuk, 70 Filistinlinin cansız bedenine ulaştı.

Gazze'deki hükümet: İsrail Cibaliya Mülteci Kampı'nda "yanmış toprak politikası" uyguladı

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun dün Cibaliye Kampı'ndan çekilmesinin ardından geride bıraktığı yıkıma işaret etti.

Maruf, çekilmenin ardından yayımlanan görüntü ve fotoğrafların İsrail'in Cibaliya Kampı ve Meşru Beyt Lahiya'da işlenen suçların ve vahşetin korkunç boyutunu gözler önüne serdiğini kaydetti.

Hükümet yetkilisi, Cibaliya'daki durumun, İsrail'in faşistliğini, ırkçılığını ve terörünü; insanlığın en temel ilkelerine, ahlaki değerlere, uluslararası hukuk ve insancıl hukuk kurallarına aykırılığını, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) başta olmak üzere alınan uluslararası kararları ihlal ettiğini bir kez daha ortaya çıkardığını vurguladı.

Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor

Sağlık ve sivil savunma ekiplerinin, saldırılar sırasında hayatını kaybeden çok sayıda Filistinlinin cansız bedenine ulaştığını belirten Maruf, ev, barınma merkezleri, okul ve hastanelerin enkazında olduğu tahmin edilen onlarca kayıp için arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini ifade etti.

Maruf, İsrail'in bölgenin alt yapısını, pazarlar, dükkanlar gibi ekonomi için önemli yapıları kasten yok ettiğini, hatta mezarlıkların bile bu yıkımdan kaçamadığını, İsrail'in buldozerlerle kabirleri alt üst ettiğini aktardı.

İsrail'in insani değer ve ilkeleri ile kurallarını açık bir şekilde ihlal ettiğine dikkati çeken Maruf, Cibaliya Kampı'nda yaklaşık 20 gün devam eden saldırılarında İsrail'in "yanmış toprak" politikası uyguladığını ve yerleşim alanlarını yok ederek 200 bin Filistinliyi zorla yerinden ettiğini söyledi.

İsrail hakkındaki hukuki prosedürlerin hızlandırılması çağrısı

Maruf, "bu saldırın durdurulması; Tel Aviv liderlerinin savaş ve insanlığa karşı işlenen suçların failleri olarak yargılanması için UAD ve UCM'nin İsrail hakkında hukuki prosedürleri hızlandırması" çağrısında bulundu.

İsrail ve ortakları üzerinde baskı oluşturmak için farklı bölgelerdeki halk ve öğrenci protestolarının artırılmasını isteyen Maruf, bunun soykırımın önüne geçilmesi, Gazze'deki Filistin halkının yaşadığı kıtlığı hafifletecek şekilde bölgeye tıbbi malzeme, yakıt ve insani yardım akışının sağlanması adına gerektiğini belirtti.

İsrail ordusu, 12 Mayıs'ta Cibaliya Mülteci Kampı ve çevre bölgelere yeniden yoğun saldırı başlatmıştı.

Saldırılar nedeniyle bölgede yaşayan Filistinliler evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.

İsrail askerleri dün, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya'dan arkalarında ağır yıkım bırakarak çekilmişti.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 328'i çocuk, 10 bin 171'i kadın olmak üzere 36 bin 284 Filistinli öldürüldü, 82 bin 57 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.