Cin Suresi 12. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Cin Suresi 12. ayeti ne anlatıyor? Cin Suresi 12. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Cin Suresi 12. Ayetinin Arapçası:

وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ نُعْجِزَ اللّٰهَ فِي الْاَرْضِ وَلَنْ نُعْجِزَهُ هَرَبًاۙ

Cin Suresi 12. Ayetinin Meali (Anlamı):

«Artık şu gerçeği iyice anlamış bulunuyoruz ki, biz ne yeryüzünde Allah’ın iradesine karşı koyabiliriz, ne de O’nun elinden kaçıp kurtulabiliriz.»

Cin Suresi 12. Ayetinin Tefsiri:

Verilen bu bilgilere göre:

- Cinlerin hepsi kâfir olmadığı gibi, hepsi de müslüman değildir. İçlerinde çeşitli gruplar vardır. Allah’a ve peygambere inanıp sâlih olanlar bulunduğu gibi, böyle olmayanlar da vardır. Ahkâf sûresinin 30. âyetinin haber verdiğine göre onlardan Hz. Mûsâ’ya ve Tevrat’a inananlar olduğu anlaşılmaktadır.

- Cinler, dinledikleri Kur’ân-ı Kerîm’den dinî gerçekleri öğrendiler. Allah’ı tanıdılar. Ne yeryüzünde ne de kaçacakları herhangi bir yerde Allah’ın iradesine karşı koyamayacaklarını iyice anladılar. O’nun hükmünden kaçamayacaklarını gördüler. İster gizlensinler ister açığa çıksınlar, ister parça parça olsunlar ister bir araya gelsinler, ne yaparsa yapsınlar, Allah’a karşı koyup ondan kurtulamayacaklarının farkına vardılar. Dolaysıyla tek çıkış yolunun Allah’a iman ve itaat etmek olduğunu aşikar bir şekilde görüp anladılar.

- Onlar, Allah Teâlâ’nın sonsuz kudretiyle birlikte son derece adâletli bir Rab olduğunu da öğrendiler. Öyle ki Rabbine iman eden, onun birliğini ve büyüklüğünü tanıyan, indirdiklerini doğrulayıp, azabından korunan ve O’na sığınan kimse en sağlam bir kulpa tutunmuş, en sağlam bir kaleye sığınmıştır. Artık onun ne hakkının yenilmesi ne de mükâfatından bir şeyin eksiltilmesi suretiyle zulme uğramaktan korkmasına gerek yoktur. O kişi, insan olsun cin olsun, başka birisi tarafından hâkimiyet altına alınıp zillete de düşmeyecektir. Çünkü Allah’ın hiçbir ortağı yoktur. Onun gücüne ve kudretine karşı gelecek kimse düşünülemez. Hülâsa, insanlara ve cinlere sığınanlar kendilerini kurtaramazlar. Fakat Allah’a iman edip de ona sığınanlar selâmete ererler. Öyleyse insanlar cinlere sığınmamalı, cinler de içlerindeki beyinsiz ve alçak grubunu oluşturan şeytanlara uyup da insanları aldatmaya çalışmamalıdır.

- Cinlerin içinde müslüman olan, haber verildiği üzere Allah’ın birliğine inanıp O’na itaatle selâmet yolunu tutanlar vardır. Buna karşılık iman ve İslâm yolundan sapıp zâlim olanlar da. müslümanları, iyiyi ve doğruyu arayan ve ona layık olanlardır. İşte göğün korunması ve peygamber gönderilmesiyle bunlar hakkında iyilik murat edilmiştir. İslâm yolundan sapan kâfirler ve zalimler ise cehenneme odun olacaklar; orada yanacaklardır. Dolayısıyla onlar hakkında da kötülük murat edildiği anlaşılmaktadır.

O halde, ey sorumlu varlıklar, şu gerçekleri aklınızdan çıkarmayın:

Cin Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Cin Suresi 12. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.