Cinsiyet Oluşumu Nasıl Gerçekleşir?

Bebeklerde cinsiyet oluşumu nasıl gerçekleşir? Cinsiyet oluşumunda kromozom sayısı etkili midir? Cinsiyet oluşum evresi.

Doğacak çocuğun erkek veya kız olması da bilimin sınırlarını aşan, yüce Allâh’ın dilemesine bağlı olan bir konudur. Âyette şöyle buyurulur: “Allah dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları verir. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir.” [1]

CİNSİYET OLUŞUM EVRESİ

Anne karnında cinsiyetin oluşumu şöyle gelişir. Erkek sperm ana hücresinde 44 + XY = 46 kromozom bulunur. Ergenlik çağından itibaren başlayan “mayoz” bölünme ile bu ana hücreden 22 + X = 23 kromozomlu dişilik karakteri taşıyan bir sperm ile 22 + Y = 23 kromozomlu erkeklik karakteri taşıyan bir sperm hücresi meydana gelir. Kadındaki yumurta ana hücresinin ergenlik çağından itibaren “mayoz” bölünmesi sonunda ise sürekli olarak 22 + X = 23 kromozomlu dişilik karakteri taşıyan iki yumurta hücresi ortaya çıkar. Sonuçta sperm ile yumurta hücresinin birleşmesinden 46 kromozomlu ya erkek karakterli ya da dişi karakterli bir zigot teşekkül eder. Kadının rahminde oluşan zigotun (alaka) gelişerek insanı oluşturduğunu yukarıda belirtmiştik. Tıp ilmi erkek sperm hücresinde erkek ve dişilik (yani X ve Y) karakteri, kadının yumurta hücresinde ise yalnız dişilik karakteri (X) bulunduğunu günümüzden ancak ondokuzuncu yüzyılın ortalarında belirleyebilmiştir. Halbuki Yüce Allah aşağıdaki âyeti ile bunu 6. M. yüzyılda haber vermiştir: “Allah meniden (erkek sperm hücresinden) iki eşi, erkek ve dişiyi yarattı.” [2] Bütün bunların bir rastlantı sonucu olduğu söylenebilir mi? Yüce Allâh’ın bilgisi ve gücü dışında hiçbir canlının hareket yeteneği bulunmadığı şu âyette ifade buyurulmuştur:

“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allâh’ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (levh-ı mahfûz) dır.”[3]

Kadının ay halinden temizlendikten yaklaşık on gün sonra serbest bıraktığı aşılanmaya elverişli bir tane dişi yumurta hücresine karşılık, erkeğin nutfesinde 200-300 milyon arası sperm hücresi bulunduğu bilinmektedir. Bu spermlerden yumurta hücresine yalnız 500 ilâ 1000 kadarı ulaşır ve bir tanesi yumurtayı aşılar. İşte sperm sayısının %50’nin altına düşmesi halinde kısırlıktan söz edilir.

Diğer yandan sperm hücresi, kadına ait dişi yumurtaya ulaşınca, yumurta hücresi “fertilizin” buna karşılık sperm hücresi ise “antifertilizin” denilen bir madde salgılar. Eğer bu iki madde uyuşabilirse, sperm hücreleri yumurtanın yüzeyine tutunabilir. Aksi halde tutunmaları ve ceninin teşekkülü mümkün olmaz. Bu, farklı türe ait sperm hücrelerinin yumurta hücresine yaklaşmalarını önlemek ve türün dejenere olmasını engellemek için önemli bir tedbirdir. Bu yüzden farklı türler olan maymundan insana veya insandan maymun türüne geçiş biyolojik bakımdan mümkün değildir.

Dipnotlar:

[1] Şûrâ, 42/49-50. [2] Kıyâme, 75/39. [3] Hûd, 11/6.

Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

TIP BİLİMİNE GÖRE İNSANIN BİYOLOJİK OLUŞUMU

Tıp Bilimine Göre İnsanın Biyolojik Oluşumu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.