Çocuğunuzu Çizgi Filmlere Terk Etmeyin

Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Firdevs Güneş, ailelerin ev işlerini yapabilmek, rahat kalabilmek için çocuklarına saatlerce çizgi film izletebildiğini belirterek, "Günde 1 saatten fazla ekran karşısında kalan çocuklarda, saldırganlık, obezite, uyku, dikkat ve davranış sorunları görülmektedir" dedi.

Prof. Dr. Firdevs Güneş, birçok çocuğun günün mühim kısmını televizyon karşısında geçirdiğini söyledi.

Bazı programların, çocukların fiziksel, zihinsel ve dil gelişimine olumsuz etkileri bulunduğunu ifade eden Güneş, "Özellikle çizgi filmler, çocukların anlama, dikkat ve dil gelişimini doğrudan etkilemektedir. Bu etkileme olumlu olabildiği gibi çoğunlukla olumsuz olarak değerlendirilebilir" diye konuştu.

Güneş, ailelerin, ev işlerini yapabilmek, rahat kalabilmek için çocuklarını saatlerce ekran karşısında bırakabildiğine dikkati çekti.

Çoğu evde televizyon seyredilirken iletişim kurulmadığını belirten Güneş, "Bazı çocuklar saatlerce tek başına televizyon izliyor. Çizgi film izletme yerine çocuğa kitap okumak, kitaptan resim göstermek ve birlikte oyuncakla oynamak daha yararlıdır. Bu etkinliklerde çocuk ile yetişkin etkileşimi daha sıcak ve yoğun olmaktadır. Çocuk televizyon izleyecekse de aileyle izlemeli, televizyon karşısında yalnız bırakılmamalıdır" dedi.

ZARARLI BOYUTA ULAŞABİLİR

Araştırmaların, 3 yaş öncesinde sürekli televizyon izleyen çocuklarda dil gelişiminin daha yavaş olduğunu gösterdiğini vurgulayan Güneş, şöyle devam etti:

"Bu yaş çocuklar, izledikleri çoğu çizgi filmdeki hikaye zincirlerini tamamlayamaz, renk, ışık, ses değişimine odaklanır. Ekranda gördükleri eylem ve sesleri taklit eder. Bazen üstün güçlere sahip, uçabilen ve herkesi yenen bir kahraman ya da prenses, uçan peri gibi çizgi film karakterlerinin özelliklerine sahip olmak isteyebilir. Bu da zararlı boyuta ulaşabilir. Diğer taraftan günde 1 saatten fazla ekran karşısında kalan çocuklarda, saldırganlık, obezite, uyku, dikkat ve davranış sorunları görülmektedir."

Güneş, "3 yaş sonrasında çocuklar, televizyon karşısında günde 1 veya 1,5 saat kalmalıdır. Çocuğun yaş ve düzeyine uygun eğitici filmler seçilmeli, izledikleri hakkında konuşmalar yapılmalıdır. 3-5 yaş arasındaki çocukların 1-1,5 saatten fazla çizgi film seyretmesine izin verilmemeli ve dikkati uzun süreli zorlanmamalıdır. Çocuklar 6 yaşına gelince günde en çok 2 saat izleme izni verilmelidir" diye konuştu.

3 KURALA DİKKAT

Uzmanların, çocukların televizyon izlemesiyle ilgili ailelerden 3 kurala dikkat etmelerini istediklerini anlatan Güneş, şunları kaydetti:

"Bunlar, çocuğun yatak odasına televizyon konulmaması, 5 yaşına kadar televizyondan uzak tutulması, ilk ve ortaokul öğrencilerinin haftada 4 saatten fazla televizyon izlememesidir. Çocukların dil ve zihinsel becerilerini geliştirmek için nöronları etkinleştirmek gerekmektedir. Bunun için doğumdan itibaren bebeklerle iletişim kurmak, ninni söylemek, hikaye okumak gerekir. Çizgi filmlerin seçiminde, Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanma, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, iletişim kurma, sorun çözme, girişimci olma, karar verme, kişisel ve sosyal değerlere önem verme gibi becerileri geliştirecek özellikte olmasına dikkat edilmelidir. Sonuç olarak aileler, çocuklarını televizyon karşısında çizgi filmlere terk etmemeli, bu durumun çocuklarda kalıcı sorunlara yol açabileceği unutulmamalıdır."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.