Çocuğunuzun Gözleri İri Diye Sevinmeyin!

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ, 6-12 Mart Dünya Glokom Haftası kapsamında, çocuklarda göz tansiyonuna işaret eden o kritik belirtileri anlattı; anne babalara önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Toplumumuzda çoğunlukla güzellikle özdeşleştirilen iri göz, görme kaybına varabilen ciddi bir hastalığın habercisi olabiliyor. O hastalığın adı, halk arasında göz tansiyonu olarak adlandırılan glokom! Her 10 bin bebekten biri glokom hastası olarak doğarken, anne babaların son derece dikkatli davranması ve glokomun belirtilerini bilmesi kritik önem taşıyor.

Minik bedenlerinde birer boncuğu andıran iri gözleriyle nasıl da sevimli bakarlar. Hal böyle olunca aile fertleri başta olmak üzere pek çok kişinin bir güzellik unsuru olarak değerlendirmesi işten bile olmaz. Oysa bebeklerde iri göz, erken teşhis edilmemesi durumunda ileride görme kaybına bile neden olabilen göz tansiyonu hastalığının habercisi olabiliyor.

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ, göz tansiyonunun sinsice ilerleyen bir hastalık olduğunu belirterek, erken teşhisin son derece önemli olduğunu söylüyor. Her 10 bin bebekten biri doğuştan glokom hastası olarak doğarken bunların yüzde 90’ı bebek 1 yaşına gelene kadar ortaya çıkıyor. Hastalık ortaya çıktığında, tanısı konulana kadar geçen sürede oluşan hasarı geri döndürmek mümkün değil.

GÖZ KÜRESİ BÜYÜMEYE BAŞLIYOR!

Kaliteli bir görme temini ve göz içi yapıların beslenmesi için, anne karnında son 2-3 ayda gözün içerisinde su yapımı başlarken; gözün kanal sisteminde de yavaş yavaş delikçikler açılıyor ve sıvı yavaş yavaş bu delikçiklerden dışarıya çıkmaya başlıyor. Doğuştan göz tansiyonunda ise o delikçiklerin gelişiminde problem olduğundan sıvı dışarıya çıkamıyor. Bu nedenle de gözün içerisinde basınç yükseliyor ve görme sinirlerinde tahribat meydana geliyor. Prof. Üstündağ “Bebeklerin gözleri yetişkinlerden farklı olarak elastik olduğu için, içeride basınç yükseldiği zaman ilk 3 yaşına kadar göz küresi büyümeye başlıyor! O nedenle bu çocuklar genelde iri gözlü oluyor. Aileler bebeğinin ya da çocuğunun gözlerinin iri olduğunu fark ettiklerinde mutlaka göz hekimine başvurmalıdır” diyor.

BU BELİRTİLERİ İHMAL ETMEYİN!

İri gözün yanı sıra bebeklerde göz tansiyonunun en önemli belirtilerinden biri de, ışıklı ve güneşli havada gözlerini açamamaları. Ancak pek çok anne baba bu belirtilerin de bir hastalığın habercisi olabildiğini bilmiyor. Çocuklarda böyle bir şikayet belirmesi durumunda ebeveynlerin bunu ihmal etmemesi ve bir hekime başvurması gerekiyor. Uzmanlar, ailelerin en fazla dikkatini çekebilecek bulgular arasında, gözlerin şakır şakır sulanıp akması, gözün saydam tabakalarının grileşip matlaşması yer aldığı belirtiyorlar.

TEKRARLAYAN BİR HASTALIK

Glokomun sinsice ilerlediğinden kişinin görme yeteneğindeki kaybın çok yavaş oluştuğunu, bu nedenle en son aşamaya geldiğinde anlaşılabildiğini belirten uzmanlar, göz tansiyonunun her yaşta ortaya çıkabildiğine dikkat çekiyor. Ailesinde göz tansiyonu olanlarda risk 6 kat artıyor. Çocukluk çağında oluşan göz tansiyonunda genellikle cerrahi tedavi uygulanırken, göz kanalında delikçik açılıp sıvının dışarıya akmasıyla tansiyon normale dönüyor ancak buna karşın bazen ikinci ve üçüncü ameliyatlar da gerektirebiliyor.

Bu nedenle doktorlar, göz tansiyonu hastalarının hayat boyu belirli aralıklarla hekime muayene olmaları gerektiğini söylüyor. Muayene sıklığı başlangıç glokomda 6 ayda bir iken, ilerlemiş olgularda bu süre 2 aya kadar inebiliyor. Yetişkinlerde; ilk basamakta ilaç tedavisi uygulanıyor. Damlanın yeterli olmadığı, damlaya rağmen görme siniri hasarının ilerlediği olgularda ise lazer ve ameliyat seçenekleri uygulanıyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.