Çocuk Dostu Camide Mukabele Geleneği Anne ve Çocuklarıyla Yaşatılıyor

Üsküdar Ferah Merkez Camii'nde 8 yıldır yürütülen "Anne çocuk el ele haydi mukabeleye" projesiyle onlarca çocuğun katılımıyla mukabele geleneği yaşatılıyor.

Üç aylarda ve özellikle Kur'an-ı Kerim'in indirildiği ramazanda camilerde ve evlerde daha çok namaz vakitleri öncesinde hafızlar tarafından okunan Kur'an'ı takip etme geleneği mukabele, İstanbul'da da camilerde devam ediyor.

Çocuk dostu cami olarak bilinen Ferah Merkez Camii'nde günde dört kez yapılan mukabele geleneği ikindi namazı sonrası çocuklar ve annelerinin de katılımıyla gerçekleştiriliyor.

Kur'an okuma yarışmalarında dereceleri bulunan Hafız Necip Fazıl Belge ile kardeşi Hafız Ahmet Emre Belge mukabeleyi okurken, babaları olan caminin 12 yıllık imamı Yusuf Belge de sonrasında çocuklara ikramlar ve hediyeler veriyor. Çocuklar da caminin alt katındaki oyun alanların vakit geçirebiliyor.

İmam-hatip Yusuf Belge, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, mukabele geleneğinin aynı zamanda sünnet olduğunu anlattı.

- "Bu camide çocukların dokunulmazlığı var"

"Bu camide çocukların dokunulmazlığı var" sloganıyla çocuklara yönelik faaliyetler düzenlediklerini dile getiren Belge, "Camimizde Kur'an-ı Kerim ve hafızlık eğitimleri yaz ve kış döneminde devam ediyor. Ramazanda da çocuklarımız bir ay boyunca Kur'an'dan uzak kalmasın diye sekiz yıl önce 'Anne çocuk el ele haydi mukabeleye' projesini başlattık. Kız çocuklarımız anneleriyle birlikte üst katta, erkek çocuklarımız da alt katta mukabeleye katılıyor." ifadelerini kullandı.

Mukabele ve diğer çalışmaları 15 hafızla yürüttüklerini anlatan Belge, aynı zamanda gençleri din görevlisi olmaya hazırladıklarını ve şu ana kadar 56 öğrencinin sınavları kazanarak göreve başladığını kaydetti.

Belge, çocukların annelerinin elinden tutarak camiye geldiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Camimizde dört mukabelemiz var. Sabah ben okuyorum. Öğleden önce 7 hafızımız, ikindiden önce de 7 hafızımız okuma yapıyor. İkindi namazından sonraki mukabele ise çocuklarımızla birlikte çok daha şenlikli, güzel oluyor. Bugün mukabeleyi 85 erkek çocuğumuz, 15 kız çocuğumuz ve 30'un üzerinde de anneleri takip etti. Çocuklar okuldan eve döndükten sonra yemek yiyip doğru buraya geliyor. Camide oyun oynuyorlar.

Ayrıca gönüllü velilerimiz, öğretmenlerimiz çocuklarımıza Türkçe, İngilizce, sosyal bilgiler gibi dersleri de veriyor. Bu eğitimlerle birlikte proje okullara da öğrenci yetiştiriyoruz. Bu camiden yetişen 60'ın üzerinde hafızımız oldu."

- Otizmli çocuklar da mukabeleye geliyor

Yusuf Belge, çocukların camide aynı zamanda sosyalleştiğini dile getirerek, caminin özel gereksinimli çocuklar için rehabilite edici bir yanının da bulunduğunu söyledi.

Mukabeleye otizmli çocukların da geldiğini aktaran Yüksel, "Mukabeleyi takip eden 15 çocuğumuz otizmli. Mukabele çocuklarımıza iyi geliyor. Namazlarını kılıp dersleri takip ediyorlar. Oyun saatinde de oynuyorlar. Burada disiplin var, eğitim var, oyun var. Özel gereksinimli çocuklarımızın camide şifa bulduklarını aileleri de biz de görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Çocuklarımız Kur'an'ı eğlenerek öğreniyor"

Çocuğuyla mukabeleye katılan Tuğba Özkan, imam Yusuf Belge'nin görevlendirilmesiyle çocuklara camide dokunulmazlık sağlandığını belirterek, "4 yıldır çocuğumla mukabeleye katılıyoruz. Çocuklarımız Kur'an'ı, ilmi eğlenerek öğreniyor. Çocuğumuzun elinden tutup camiye geliyoruz ve mukabeleyi çocuklarımızla birlikte takip ediyoruz. Aynı zamanda çocuğum Yusuf hocamızın teşvikleriyle hafızlığa başladı. Buradaki etkinlikler dilerim tüm Türkiye'ye yayılır." ifadelerini kullandı.

Mahalle sakinlerinden Gurbet Arvas ise cami imamı Belge sayesinde iki oğlunun erken yaşlarda Kur'an okumayı öğrendiğini, 5 yaşındaki kızının da bir buçuk yıldır eğitim aldığını anlattı.

Kendisinin de imam Yusuf Belge'nin eşinden Kur'an dersi aldığını belirten Arvas, "Her ikisine de hizmetleri için teşekkür ediyoruz. Ramazan ayı ama çocuklarımız camiye severek geliyor. Arada farklı programlar da oluyor. Umarız buradaki proje Türkiye'de başka cami ve şehirlerde de yapılır." dedi.

Mukabeleye gelen Şermin Pezik, "Senelerdir camiye gidip geliyordum ama çocuğum olmadığı için 'Benim de olsa getirirdim' diye imreniyordum. 14 sene sonra kızım oldu. 2 yıldır kızımla gidip geliyorum. Kızım da camiye gelmeyi çok seviyor. Teravih namazlarına da geliyoruz. Çocuğum küçük olduğu için rahat durmaz diyordum ama şimdi o da ben de çok mutluyuz." şeklinde konuştu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.