Çocuk Her Şeyi Oyunla Öğrenir
Çocuk, hayata dair her şeyi, oyun oynarken öğrenir. Anne-baba, çocuklarının oynadıkları oyunu daha verimli bir hâle getirirse, gelişim daha çabuk olur.
Her şey yaşanarak öğrenilir. Çocuğumuzun oyunda öğrendiğini hayatına aktarabilirsek, bu öğrenme kalıcı olur. Kardan adamı sadece resimlerde gören çocuk, o kardan adamı kendisi yapınca, kardan adam algısı da farklı olur.
Dil gelişimi için: Çocuğun oyun esnasında çıkardığı sesler, mânâsız da olsa taklit edilebilir. Sonra da çocuk, sizin oyun arkadaşınız olduğuna inanırsa, bu sefer o sizin çıkardığınız mânâlı sesleri taklit edecek ve dil gelişimi desteklenmiş olacaktır. Mesela, “hooo” gibi anlamsız bir sesi, zamanla biz “hıı, hımm, haaa” şekline dönüştürebiliriz.
Renk, sayı, şekil ve benzeri kavramları, oyun yoluyla öğretebiliriz. Meselâ “bir kırmızı sarı üçgen, iki sarı top, üç yeşil eldiven...” gibi…
Başka bir metot uygulayarak; tamamen rengi öğretip, sonra şekle, sonra da sayıya geçebiliriz. Bu durum, çocuğun gelişimine göre ayarlanmalıdır.
Zihnî gelişim için: Hâdiseleri sıralama, meselâ resim kartlarında okula giden çocuk, pijamalarını giyen çocuk, dişini fırçalayan, kahvaltı yapan çocuk…” gibi… Gördüklerini öncelik sırasına göre sıralamasını veya anlatmasını isteyebiliriz.
Psikomotor alanda yer alan ince motor gelişimi için: İpe, geniş delikleri olan boncuklar dizdirebilir veya makasla bir şeyler kesmesini isteyebiliriz. Kaba motor gelişimi için de merdiven inip çıkma, zıplama, koşma oyunları düzenleyebiliriz.
Dikkat ve bellek gelişimi için: Masa üzerine koyduğumuz en az 5 eşyadan tek tek birini azaltarak “hangisinin gittiğini” sorabilir veya “evimizin yakınında olan yerleri (market, eczâne) bilme” oyunu oynayabiliriz.
Yine dil gelişimi için, hikâye tamamlama veya gördüğünü anlattırma yapabilir; günün belirli saatlerinde ne yapıldığını ve başka neler yapılabileceğini sorabiliriz.
Oyunda çocuk kendini ifade etmek, karşısındakini dinleyip anlamak zorundadır. Çocuğun oyunda soru sormasına, cevap vermesine, tahminde bulunmasına, araç-gereçlerin adlarını ve vazifelerini sorup öğrenmesine imkan verecek şekilde oyunu kurabiliriz.
Kısacası oyun, hem hayatın öğrenilmesi, hem de zihnî-bedenî gelişim için çok büyük bir fırsattır. Gerek anne-babaların, gerekse öğretmenlerin bu fırsatı çok iyi kullanması gerekir. Böylece çocuk, hem içindeki dert ve problemlerinden bu oyunlarla kurtulacak; hem de eksiklerini tamamlayarak hayata hazırlanacaktır.
Kaynak: Ayşe Arslan Bay, Şebnem Dergisi, 133. Sayı, Mart 2016