Çocuk İçin Nafaka
Babanın erkek çocuğuna bakma yükümlülüğünün şartları nelerdir?
Kız ve erkek çocukların nafakaları babalarına aittir. Nafakanın kapsamına bu çocukların yiyecek, giyecek ve mesken ihtiyaçları girer.
Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:
“Eğer (çocuklarınızı) sizin için, onlar (anneleri) emzirirlerse, onlara emzirme ücretlerini veriniz, aranızda uygun bir şekilde anlaşın.” [1] Burada, boşanmış bir kadının iddetini tamamladıktan sonra, çocuğunu emzirmesi halinde ücrete hak kazanacağı hükmü yer almaktadır. Bu da, çocuğun nafakasının babaya ait olduğunu gösterir.
Evli kadın çocuğunu emzirmek istemez ve çocuk başka kadının sütünü kabul ederse, annesi emzirmeye zorlanamaz.
Hz. Âişe (r. anhâ)’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir. Ebû Süfyan’ın karısı Hind b. Utbe Rasûlüllah’ın huzuruna girdi ve “Ey Allâh’ın elçisi, gerçekten Ebû Süfyan çok cimri bir adamdır. Bana kendime ve çocuklarına yetecek kadar nafaka vermiyor. Onun malından haberi olmaksızın bir şey alırsam, bana günah var mıdır?” dedi. Rasûlüllah (s.a.v.); “Onun malından sana ve çocuklarına yetecek kadarını ma’ruf şekilde al.” [2] buyurdu. Bu hadîs-i şerîf, karısı ile çocuklarının nafakasını vermenin erkek üzerine vacib olduğunu gösterir.
BABANIN ERKEK ÇOCUĞUNA BAKMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN ŞARTLARI
a) Erkek çocuk yetişip, bir meslek sahibi oluncaya kadar bakma yükümlülüğü devam eder. Ancak çocuk ergenlik çağına geldiği halde sakat, kötürüm, felçli ve müzmin şekilde hasta olur ve kazanmaktan aciz bulunursa yine babanın nafaka yükümlülüğü ileriki yaşlarda da devam eder.
b) Fakir olmalıdır. Çocuğun kendine ait malı varsa, masraflar ondan karşılanabilir.
c) Baba, çocuklarına bakmaya muktedir olmalıdır. Bu, babanın ya zengin ya da çalışabilecek durumda olmasıyla gerçekleşir.
d) Babanın ve çocuğun hür olmaları gerekir.
Babanın kız çocuğuna bakma yükümlülüğünün şartları:
a) Kız çocuklarının evleninceye kadar geçim masrafları babaya aittir. Evlendikten sonra bu yükümlülük kocasına geçer. Kocası ölür veya boşanırlarsa kadının yine babasının evine dönme hakkı vardır. Kadın çalışıp kazanmaya zorlanamaz. Fakat İslâmî ölçüler içinde bir iş veya meslekte çalışıp kazanmak isterse bu da câizdir.
b) Fakir olmalıdır. Eğer kızın kendisine ait malı varsa, geçimi ondan sağlanabilir.
c) Baba, çalışıp kazanmaya muktedir veya zengin olmalıdır.
d) Babanın ve kızın hür olmaları gerekir.
Bir kimsenin yakınlarının geçimini sağlarken öncelik vereceği kimseler hadîs-i şerîfte şöyle belirlenmiştir: Ebû Hûreyre (r.a.) nakleder: “Bir adam Rasûlüllah (s.a.v.)’a gelerek şöyle dedi: Ey Allâh’ın elçisi! Benim yanımda bir dinar para var, nereye sarfedeyim? Hz. Peygamber; “kendi ihtiyacın için sarfet” buyurdu. Adam: “Yanımda başka bir dinar daha var.” dedi. Hz. Peygamber; “Eşine sarfet.” buyurdu. Adam dedi: “Başka bir dinar daha var.” Hz. Peygamber; “Çocuklarına sarfet.” buyurdu. Adam: “Bir dinar daha var.” dedi. Hz. Peygamber, onu da hizmetçisine harcamasını söyledi. Son bir dinar daha olduğunu söyleyince de; “Sen onu nereye harcayacağını daha iyi bilirsin.” buyurarak, bu konuda onu serbest bıraktı.[3]
Dipnotlar:
[1]. Talâk, 65/6. [2]. Buhârî, Büyü’, 95; Nesâî, Kudât, 31; İbn Mâce, Ticârât, 65. [3]. Ahmed b. Hanbel, II, 251, 471; Nesâî, Zekât, 54.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları
YORUMLAR