Çocuk Kalbini Tehdit Eden 8 Etken

İleri yaşlarda ortaya çıkabilecek kalp ve damar hastalıklarını önlemek için çocukluk çağından itibaren korunmak gerekir. Bu da yaşam şeklinin değiştirilmesi ile mümkün olabilir” diyen Dr. Ayla Oktay 10-17 Nisan Dünya Kalp Haftası kapsamında çocuk kalbini tehdit eden 8 etkeni anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.  

Günümüzde kalp ve damar hastalıkları riski erken çocukluk döneminden itibaren gelişmeye başlarken, bunda modern şehir hayatının getirdiği düzensiz beslenme ve fiziksel aktivitelerin azalması da çok önemli rol oynuyor. Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayla Oktay, dünya genelinde ölümlerin yaklaşık yarısının kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını belirtirken, doğumsal kalp hastalıkları bir yana, kalp damar hastalıklarında risk unsurlarının erken çocukluk döneminde gelişmeye başladığını vurguluyor.

1- FAST-FOOD YİYECEKLER

Çocukların gerek büyükşehir yaşamının hızlı temposuna ayak uydurmaya çalışmaları gerekse hazır gıdaların lezzet artırıcı soslarıyla cazibesine karşı koyamamaları fast-food yemek kültürüyle iç içe olmalarına neden oluyor. Bu lezzetli ama yağlı ve kızartma yiyecekler de kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Gün içerisinde gerekli protein, sebze, meyve ve tahıl grubundan yeterince beslenmek çok önemli.

2- DÜZENSİZ BESLENME

Modern şehir hayatının bir sonucu olarak çocuklar düzenli beslenme alışkanlığından hızla uzaklaşıyor. Çoğunlukla her sabah düzenli kahvaltı yapma alışkanlığı olmadığı gibi, öğle yemeğini de sebze yerine abur cubur diye tabir edilen gıdalarla geçiştirmeyi tercih edebiliyor. Oysa sağlıklı ve dengeli beslenme kalp sağlığında kritik önem taşırken, öğün atlamadan da kaçınılması gerekiyor.

3- HAREKETSİZLİK

Çocukların fiziksel aktiviteleri gün geçtikçe azalıyor. Büyükşehirlerde çocukların ev ve okul arasında dahi yürümemesi, çoğunlukla okullarına servis ile gidip gelmesi, en basiti merdiven çıkmak yerine asansöre ve yürüyen merdivene binmeleri kalp ve damar sağlığı açısından hareketsizlik ciddi bir risk unsuru oluşturuyor.

4- YEŞİL PARK ALANLARIN AZALMASI

Geçmişte çocukların başlıca oyunları arasında açık hava oyunları geliyordu. Seksek, yakalamaca, köşe kapmaca, saklambaç derken çocuklar hareket halindeydi. Park alanlarının azalması ve yerini alışveriş merkezlerinin alması ile artık sokak oyunları yavaş yavaş terk ediliyor yerini kapalı alanlara bırakıyor.

5- ŞEKER, CİPS VE GAZLI İÇECEKLER

Çocukların gün içerisinde dinlenirken ve ders çalışırken tükettiği besinlere de dikkat etmesi gerekiyor. Şeker içeriği yüksek besinlerden, cips ve gazlı içeceklerden uzak durulması şart. Bu tür yiyecek ve içecekler çocuk yaştan itibaren kalp ve damar sağlığını ciddi ölçüde tehlikeye sokuyor.

6- AŞIRI KİLO

Modern hayatın çocuk sağlığında yol açtığı önemli sorunlardan biri de aşırı kilo. Son yıllarda çocukların gerek hareketten giderek uzak kalmaları gerekse sağlıksız beslenme alışkanlıkları obeziteye davetiye çıkarıyor. Çocuklarda obezite modern çağın salgını olarak karşımıza çıkarken, aşırı kilo kalp ve damar sağlığını da vuruyor.

7- STRES

Çocuklar bir yandan sınav kaygısı, bir yandan sosyal ilişkilerde yaşayabildikleri sıkıntılar, bir yandan aile baskısı, bir yandan erken ergenlik derken kendilerini sancılı, bunalmış ve yoğun stres altında hissedebiliyorlar. Günümüzde depresyona girme yaşı çocukluk çağına inerken bu da kalp hastalığına davetiye çıkarıyor.

8- BİLGİSAYAR VE TABLET

Teknolojideki hızlı gelişmeyle çocukların bilgisayar oyunları ve tablete yönelimleri hızla artıyor. Dr. Ayla Oktay, “Uzun süreli televizyon seyretme ve bilgisayar başında geçirilen sürede aşırıya kaçılması kalbi olumsuz etkiliyor. Ebeveynler çocuklarına küçük yaştan itibaren düzenli spor yapma alışkanlığını kazandırmalıdır” diyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.